Bu ne yaw
bu gün işte ısrarla okumadığıma ve ilacı almış sakin bir vaziyetde bakmış olmama ciddi ciddi değmiş 

İki sayın abimde en hassas halleri ile vede çok sevdiği ve şimdi özlemle andığı muhteşemliklerle süsleyerek konuya giriş yapmış.....
(ben toparlayana kadar Mehmet abi ile 3 sayın abim olmuşlar
)
Ve o muhteşemliklerle gurur duyduklarını her kelimede dem vurmuşlar
daha ne desem yazsam boştur, sadece Allah herkese böyle ana bilecekleri muhteşemlikler sunsun derim.
Benim hikayem annemin beni soğuk kış günlerinde soba önünde yıkadığı büyük leğende, bizimkilerin söylediğine göre 3 yaşında o leğenin içindeki yarım ay şeklinde yatan, tahminen 10-12 kiloluk alabalığı gördüğümde saatlerce onu sevmekten vaz geçmediğimi ve pişirdiklerinde onu yemeyi ret ettiğimi hatırladığım yıllarda başlar.
İlk avımı 5 li yaşlarda yapmıştım, yine bir sel ardı yani bahar ayları babamın nüfusunu kullanarak oltacıya hazırlattığım serpme ağı top kurşunlu tek kancalı oltamla tohma çayı kenarında başlamıştı bu sevda
bulanık suya yalan yanlış takılmış bir solucanla salınmış oltam hiç beklemeden yarım kiloluk bir bıyık balığıyla taçlanmıştı buraya kadar olan kısmını sırf gözlemle öğrenmiştim ve o gün o balığı eve götürmem ve yüzüm gözümdeki çamur nedeni ile o balığı benim tuttuğumun anlaşılması ile yediğim çırpıştırmalar ve azar hiç bir zaman bu sevdadan beni vaz geçirmedi 
O sıralar beni balıkta görenler hep hikayemi dillendirmiştir çünki ırmağa 2-3 metre uzaklıktaki bir ağaca bağladığım ipi ırmağa yarım metreden fazla yaklaşamıyacağım şekilde belime bağlamışımdır. Çünki her evdem çıkışımda dikkat edeceğime dair söz verimişimdir.
Çocukluğumda gittiğimiz her hangi bir yerde eğerki kaybolmuşsam arkamdan sorulan tek soru dere yada göl ne tarafta
olmuştur.
Her ne ise benden bu kadar
devamı gele arkadaşlar...



İki sayın abimde en hassas halleri ile vede çok sevdiği ve şimdi özlemle andığı muhteşemliklerle süsleyerek konuya giriş yapmış.....


Ve o muhteşemliklerle gurur duyduklarını her kelimede dem vurmuşlar

daha ne desem yazsam boştur, sadece Allah herkese böyle ana bilecekleri muhteşemlikler sunsun derim.
Benim hikayem annemin beni soğuk kış günlerinde soba önünde yıkadığı büyük leğende, bizimkilerin söylediğine göre 3 yaşında o leğenin içindeki yarım ay şeklinde yatan, tahminen 10-12 kiloluk alabalığı gördüğümde saatlerce onu sevmekten vaz geçmediğimi ve pişirdiklerinde onu yemeyi ret ettiğimi hatırladığım yıllarda başlar.
İlk avımı 5 li yaşlarda yapmıştım, yine bir sel ardı yani bahar ayları babamın nüfusunu kullanarak oltacıya hazırlattığım serpme ağı top kurşunlu tek kancalı oltamla tohma çayı kenarında başlamıştı bu sevda


O sıralar beni balıkta görenler hep hikayemi dillendirmiştir çünki ırmağa 2-3 metre uzaklıktaki bir ağaca bağladığım ipi ırmağa yarım metreden fazla yaklaşamıyacağım şekilde belime bağlamışımdır. Çünki her evdem çıkışımda dikkat edeceğime dair söz verimişimdir.
Çocukluğumda gittiğimiz her hangi bir yerde eğerki kaybolmuşsam arkamdan sorulan tek soru dere yada göl ne tarafta

Her ne ise benden bu kadar

[SIZE=3]''Türkiye; Atatürk'ü Allah'a borçlusun, geriye kalan her şeyi de Atatürk'e...'' [/SIZE]
D.DUMOULIN
https://www.facebook.com/1125642641/vide...=3&theater
https://www.facebook.com/1125642641/vide...=2&theater
D.DUMOULIN
https://www.facebook.com/1125642641/vide...=3&theater
https://www.facebook.com/1125642641/vide...=2&theater