Balık sevdası ne zaman ve nasıl başladı?

[LeVrEkCi]

balık tutma sevdanız nezaman ve nasıl başladı arkadaşlar?aynı başlık altında sizinde balık merakına başlayışınızı bekliyoruz arkadaşlar,aynı kim kimdir ne iş yapar konusu gibi uzayıp gitsin.

ilk olarak ben yazayım,
dedem rizenin eski reislerinden ibrahim reismiş,hala daha oralarda eskilere ibrahim aydın reis denince tanırlar dedemi,babamda ondan öğrenmiş balıkçılığı daha küçük yaşlarda dedemle karadenizde avlar yaparlarmış tabii amatör balıkçıymış küçük 5 metrelik bir tekne ile karadenizin her halinde her türlü balığı yakalarmış.
babamda çoğunuzun bildiği gibi marmarada amatör balıkçılık yapmış Mehmet reis tir onun reisliği tuttugu büyük bir levrekten sonra üstüne kalmış.tabii sadece o levrek değil tüm avları hala daha konuşulur onun gibisi gelmedi buralara denilir.
bizim orada en büyük levreği tutan kişi oranın reisi ilan edilecekmiş ki babam 93cm 10 kg gelen levrekle reislik şapkası hediyesini alarak reis ilan edilmiş ki zaten herkes öncesindede reisim diye çağırırdı babamı.birde amcamın kemal kaptanın egalesi var oda 93 lük bir levrek yakalıyarak abisine ortak oldu ve zaten hayatı boyunca ortaktılar balıktada ortaklıkları devam etti ve ortak bir şekilde ikiside beyin kanaması sonucu hayata veda ettiler.
bende daha çocukken 6-7 yaşlarımda babamın yanında onu izler onun yaptıgı oltalarla kıyıdan ve tekneden av yapardım,ilk önceler babamdan olta yapmayı öğrenip kıyıda kaya üstlerinden horozbina,lapin,ispari yakalardım,o kayanın 3-4 metre ilerisinde şimdilerde levrek tutuyorumda kendime kızıyorum ahh ahh eskiden neden lapinlerle uğraşırmışımki diyorum.
ticaretede balıkçılık sayesinde başladım,
8-10 yaşlarındayım o zamanlar tebliğ sirkü kim bilir,belkide yoktu yasaklamalar.
babamla sabah 5 te açılıyoruz 3,5 metrelik tekneyle kanala çıkıyoruz ama kıyı görünmüyor koca koca dalgalar arasında güneşin doğuşu bir görünüyor bir kayboluyor,kolyoz uskumru tutuyoruz çapariyle ama hayatımın en zevkli balıkçılıklarıdır.
babam 20 li ben 15 li çapari atıyoruz kancalar büyük balıklar bir biniyor ikimiz birden çekiyoruz aşağısı kaynıyor balıklar bir aşağıya dönüyor olta çekilmez hale geliyor sonra aniden yukarıya dönmeleriyle olta boşalıyor gitti sanıyorum balıkları.
kıyıya gelip kahvaltı yapıp ben çadırcı ailelere balıkları satmaya gidiyorum tabi 10 yaşında çekingenim şapkayı yüzüme kapatıp balıkçıı diye bağırır gibi yapıyorum tabi para kazanınca hoşuma gidiyor 3-5 gün sonra teknenin üstüne çıkıp şapkayı sallayıp balıkçı geldi balıkçııııı diye bağırmaya başlıyorum sonunda balık sayesinde ticaretin ilk heyecanı damarlarıma işliyor.tabiii balık merakı iyice depreşiyor ozamandan sonrada lüferler levrekler ve daha ne güzelim balıklar gelmeye başlıyor.
bu arada reisin reisliği hala daha tescillidir onu geçen olmadı bizim oralarda.ben yaklaştım 92 cm 8.5 kg ile ve babamda yanımdaydı kesin geçtin beni dedi heyecanla ama ben geçmek istemiyorum sonrasında videosundada görmüşsünüzdür ben metal metreyle ölçümde geçmiyorum kendisini
oğlumda 9 yaşında kıyıdan kaçırdığı bir levrekle balık aşısını aldı,benden olta istemişti bende 3 köstekli bir takım yapıp teke takmayı öğretip gidin eğlenin dedim aradan 2 saat geçti bir bağırtı koptu sen levreği tut kıyıya kadar getir heyecandan çek balığı kanca açılsın ve balık gitsin ben şoktayım komşular balığı görmüş hepsi şaşkın ama ne yazık balık gitmiş,gittiği halde oğlum ve arkadaşları zehiri kapmışlar kıyıdan mırmır yakalıyıp duruyorlar şimdilerde

[YaKaMoZ]

NIHAT abicim bu nasil bir anlatim seklidir mest oldum hic bitmesin istedim okurken yasamissin tekrar anlatirken bende heyacanlanmadim desem yalan olur mukemmel bir anlatim tesekkurler NIHAT abi...

[Krizoberill]

Nihat Abi sende Sayın Mehmet Reisin adını yaşatmaya devam ediyorsun....

[ALTAYLI]

Nihat daha önceleri ağzından dinlediğim bu konu nefis bir hikaye ye dönüşmüş. Bence iyice bezeyip doldurursan çocuk kitaplarına geçecek cinsten bir anılar yumağı. Reis'lerin mekanoı cennet olsun

[LeVrEkCi]

aynı başlık altında sizinde balık merakına başlayışınızı bekliyoruz arkadaşlar,aynı kim kimdir ne iş yapar konusu gibi uzayıp gitsin.

[ALTAYLI]

1960 yılların ortalarında Rahmetle andığım dedecazımın Kordon boyunda bulunan Eski ALTAY Lokalinde daimi oturduğu bir masası vardı ve orada akşam oldumu 2 kadeh rakısını parlatırdı. Benim en çok sevdiğim olay dedemin elleri arasında oraya gitmekti. 1 parça peynir ve leblebi eşliğinde güneşin denize ulaşmasını bekler ve o mükemmel kızıllığa ulaşana kadar otururdu. Hadi bakalm evlat, Vakti keraattır şimdi evimize gidelim de, masamızı bekletmeyelim dediğinde nedense sevinç ve burukluğu bir arada yaşardım.

Yine böyle bir günde orada çalşmakta olan garsonlardan Erdoğan abi(Allah Rahmet etsin) daha önceden denize attığı oltasını bana vererek al bakalım delikanlı, sen bununla şöyle güzel bir çüpura yakala da dedeyi eve göndermeyelim dedi ve ben heyecanla oltayla ne yapacağımı bilmeden çocuksu gülümsemelerle öylesine denize bakıyordum.
O nasıl bir çekişti öyle hiç bir şey anlamadan misina elimden kayıyordu Şaşkındım ama uçurtmamın siciminden tutup koşturduğum gibi, tuttum tuttum diye bağırarak dedeme doğru hızla gidiyordum ki garsonlardan biri yetişerek o güzelim çüpurayı çıkardıklarında benim de yüreğim çıkıyor gibiydi.

Emin olun günlerce ağzımı toparlayamamış herkesin kafasını ütüler olmuştum. Bunun üzerine, babam da beni çarpma oltasının üzerine küspe sıkarak kefal avlarına götürmeye başlamıştı. İnanın her gidiş dönüşümüzde mahalleliye balık dağıtırdk.
Off be Nihat nereden aklna geldi böyle bir konu açmak. Efkarlandım abisi.Anlatsam sabah olmaz derler ya o cinsten işte
ALTAY Lokalimiz 1984 yılında Palet restoran oldu ve galiba 10 yıl kadar sonra tamamen yıkılarak o güzelim mekanı ve yaşanmışlıkları tarihe gömdüler. Emin olun bu kararı alarak restoran olmasına ve daha sonra yıkılmasına karar verenlere hakkımı helal etmedim. Çocukluğumun geçtiği o mekanı hiç terketmedim. Lokal'ken, restoran olduğunda, disko Karina olduğunda da devamlı gittiğim mekanlar olmuştu. Şimdi yerinde sadece hayaller ve yaşayanların yaşanmışlıkları var.

[tahsinmersin]

Nihat'ın da Ercan abininde yaşamışlıkları çok güzelmiş.inşallah yüz yüzede bunları daha detaylı dinlemek nasip olur.böyle şeyleri duymak çok hoşuma gidiyor.
ellerinize sağlık.

[aahmet]

nihat ve ercan ağbinin böyle güzel ve acı anılarda olsa,mehmet reisi ve çoçuklunuzu anmak kadar güzel bir şey olamaz,her zaman anılarınızda kalacak birer hatıranız olması,bu dünyadan göçüp gidenleride rahmetle anar güzel eski günleriniz yadetmiş olursunuz,her ikinizinde ellerine sağlık.

[LeVrEkCi]

ercan abi sen yaz bizler okuruz hemde zevkle yorumlarız

[Lakerda]

Ailemde (baba tarafı) balıkavı ile ilgili kimse yok,cocukluk ve gençlik yılları İst.Kumkapı'da geçti.Aslında Kumkapı-Yenikapı arası Nişanca semti.Ortaokul sıralarına kadar da balıkavı ile tanışmadım ama arkadaşlarla sahile çıktığımızda avdan dönen Kumkapı balıkçılarını merakla izlerdim. Derken bir bina öte yanımıza Konya'dan bir komşu taşındı,4 oğulları vardı ve ikisi ile akrandık.Çocukluk; çabuk kaynaştık ve bu arkadaşlar derede de olsa olta ile tanışmışlar tabi.Onların öğretisiyle ve harçlıklarımın elverdiği ölçüde tahtaya sarılı 10 m.kadar misina, 4-5 adet sinek iğne ve bir parça yaprak kurşun ilk takımım oldu.O zamanlar annem ve babamın (ikisi de rahmetli oldular) nasıl bir tepki göstereceğinden çekinerek onlardan habersiz eski küçük mendirek kayalıklarında o bahsettiğim takım ve midye yemi ile ilk balıklarımı avlamaya başladım.Başlangıçta bol bol kaya balığı avlamamıza rağmen ilk balığım yanlış hatırlamıyorsam o zaman bana göre büyük aslında küçük bir ispari idi.''aşı'' öğlesine etkiliydi ki bu sevda büyüyerek bu günlere geldi.O yıllar (askere gidinceye kadar) deniz ananın cömertliği de aşının tutmasında çok etkiliydi.Kumkapı sahili ile Sarayburnu arası,ve köprülerde cömertliğini hiç eksik etmedi..