25-10-2008, 09:49
(Son Düzenleme: 25-10-2008, 09:56, Düzenleyen: fish or die.)
sabırsız beklediğim antalya tatiline nihayet çıkabildik. bizim minik balıkçıyı (oğlum ege) da götürdüğümüz tatilimiz biraz kötü başlasa da balık yönünden çok verimliydi. tatilimiz şöyle kötü başladı; ufaklık salata tabağından kaptığı salatalığı ağzına atınca boğuluyordu. şans eseri restoranda bulunan linda adındaki bir ingiliz kadının ilk yardımı sayesinde ege ölümden döndü. bizi çok etkilediği için uyarı niteliğinde sizlerle paylaşmak istedim. aman arkadaşlar bizim başımıza geldi sizler böyle bir tecrübe yaşamayın. allah kimsenin başına vermesin.
boğulma şokunu ancak ikinci gün atlatabildik ve pek de istemeyerek kiraladığımız tekne ile adrasanda yazılı avına çıktık. yaklaşık 4 saat kaşıklı çapari ile yaptığımız av sonunda iki adet orkinos alabildik. limana girerken mercana attığımız tek dip oltasına da bir adet mercan atladı. böylece tatilimizin adrasana bölümünü tamamlamış olduk.
adrasandan sonra belek'e geçtik. burada da tatil köyünün kıyısından avlandım. suyun çok sığ olması nedeniyle pek de umutlu olmadığım belek açıkçası ben şaşırttı. zira hayatımda tutmadığım balık çeşitlerini burada yakaladım. denize giren turistlerden bulduğum boşluklarda attığım kurşunlu dip oltama; çipura, mırmır, akya, isparoz, gümüş, barbun ve sapra geldi. bunlardan; çipura, barbun, mırmır, akya ve gümüşü ilk kez yakala fırsatına eriştim. yenmeyecek kadar küçüklerini geri bırakmama rağmen 5 gün boyunca; 20 kadar çipura, 10 kadar mırmır, 3 barbun, 2 gümüş, 10 kadar isparoz ve 1 adet de gümüş yakaladım.
bu arada, antalyada yaşayan, azerbaycandan okul arkadaşım oray ile çıktığımız tekne avında da 3 kg kadar izmarit ve 3 barbun, 2 mercan yakaladık. ankaralı biri için 7 günlük tatil sırasında yakaladığım balık miktarının beni yeterince sevindirecek miktarda olduğum kanısındayim.
not: fotoğraftaki çipuralar ilk gün tuttuklarım. minik mırmırı da normalde bırakırdım ama iğneyi çıkarana kadar hayvan öldüğü için yemek zorunda kaldık. çipuralar da çok büyük değiller ama ilkez tutmanın gazı ile geri bırakamadım. inşallah sirkülere aykırı bir av olmamıştır. bir de şunu belirtmek istiyorum; ben fotoğraftaki çipuraları geri bırakmadığım için vicdan azabı duyarken, denize giren insanların arasına deniz bisikleti ile ağ atıldığını gördüm. bölgedeki otelde çalışanlardan bazıları deniz bisikletine atlayıp, zemini tarayarak bütün yavru balıkları toplayıp gittiler. zaten onların yaptığı bu katliamdan sonra belek taşlıburunda tek bir balık bile tutmak mümkün olmadı.
boğulma şokunu ancak ikinci gün atlatabildik ve pek de istemeyerek kiraladığımız tekne ile adrasanda yazılı avına çıktık. yaklaşık 4 saat kaşıklı çapari ile yaptığımız av sonunda iki adet orkinos alabildik. limana girerken mercana attığımız tek dip oltasına da bir adet mercan atladı. böylece tatilimizin adrasana bölümünü tamamlamış olduk.
adrasandan sonra belek'e geçtik. burada da tatil köyünün kıyısından avlandım. suyun çok sığ olması nedeniyle pek de umutlu olmadığım belek açıkçası ben şaşırttı. zira hayatımda tutmadığım balık çeşitlerini burada yakaladım. denize giren turistlerden bulduğum boşluklarda attığım kurşunlu dip oltama; çipura, mırmır, akya, isparoz, gümüş, barbun ve sapra geldi. bunlardan; çipura, barbun, mırmır, akya ve gümüşü ilk kez yakala fırsatına eriştim. yenmeyecek kadar küçüklerini geri bırakmama rağmen 5 gün boyunca; 20 kadar çipura, 10 kadar mırmır, 3 barbun, 2 gümüş, 10 kadar isparoz ve 1 adet de gümüş yakaladım.
bu arada, antalyada yaşayan, azerbaycandan okul arkadaşım oray ile çıktığımız tekne avında da 3 kg kadar izmarit ve 3 barbun, 2 mercan yakaladık. ankaralı biri için 7 günlük tatil sırasında yakaladığım balık miktarının beni yeterince sevindirecek miktarda olduğum kanısındayim.
not: fotoğraftaki çipuralar ilk gün tuttuklarım. minik mırmırı da normalde bırakırdım ama iğneyi çıkarana kadar hayvan öldüğü için yemek zorunda kaldık. çipuralar da çok büyük değiller ama ilkez tutmanın gazı ile geri bırakamadım. inşallah sirkülere aykırı bir av olmamıştır. bir de şunu belirtmek istiyorum; ben fotoğraftaki çipuraları geri bırakmadığım için vicdan azabı duyarken, denize giren insanların arasına deniz bisikleti ile ağ atıldığını gördüm. bölgedeki otelde çalışanlardan bazıları deniz bisikletine atlayıp, zemini tarayarak bütün yavru balıkları toplayıp gittiler. zaten onların yaptığı bu katliamdan sonra belek taşlıburunda tek bir balık bile tutmak mümkün olmadı.
bilgin şaşmaz