Sabah saat 05:45 alarmın çalmasıyla uyandım, heryer zifiri karanlık. Ancak bir haftadır bugüne hazırlanıyorum ve bukadar güzel geçeceğini ise hiç tahmin etmemiştim.
Saat 06:00 da evden çıktım. O satte bile köprüde trafik vardı. Saat 06:25 gibi avlağıma gelmiştim. Ortalıkta kimseler yoktu. Niyetimde önce Sarıkanat çaparisi denemek vardı saat 7,30 a kadar. Sonrada istavrit tutmak. Ama niyetle gerçek malesef bir olmuyor.
Yarımsaat kadar Sarıkanat çaparisyle at çek yaptım ancak 2 iri istavrit tutabildim. bu arada etraf kalabalıklaşmaya başlamıştı. O arada deniz tekne kaynıyor ve inanın tam tabiri ile tekneler çinekopları çuval çuval alıyorlardı. Dikkatimi birden denizin üzerine zıplayan gümüşler çekti. Okadar can havli ile zıplıyorlardiki sürü halinde denizin üzerine atlıyorlardı. Yemli denemeye karar verdim. Etrafımda kimse yemli denemiyordu. Herkes çapari arkası yapıyordu.
İşte ne olduysa ondan sonra oldu
Takımı hazırladım 125 gr. klasik mantarlı takım (iğneler dacron ip ile bağlanmıştır.) Salladım ve denize attım
daha mantar denize düşer düşmez olta gerildi. Çektim Sarıkanat. Aynı yemi tekrar attım ve yem kesmeye döndüm. Kafamı kaldırdım olta dansediyor. Asıldım heyecanla ağır eliyor. Çektim aynı mantarda 2 Sarıkanat. Bu şekilde yaklaşık 1,5 saat yapılan avda 45-50 parça Sarıkanat çektim. Ancak Eve 7 adedini götürebildim. 5 Tanesi limit üstü diğer ikisi ise malesef denize iade edilemeyecek türden bir hırpalanmaya maruz kalmışlardı, kalanların hespsi denize iade edildi zira limit altı idiler.
Beni gören yemliye döndü üstelik 5 erli 10 arlı takımlarla çinekopu malesef talan ettiler. Küçükleri geri atın dememize rağmen (ben ve birkaç kişi) malesef bir abi dışında kimse iade etmedi. En az götüren evine 40 parça çinekopla gitmiştir. Çinekop o kadar çoktuki istavriti sadece yem için tutuyordum. 7 Sarıkanatlarla birlikte yaklaşık 20-25 istavritide kovaya koyup bu kadar yeter dedim. Ve daha önceden teklif edilen böreğe doğru yola koyuldum.
Güzel bir sohbet, güzel bir ortamdan sonra her nekadar gönül istemesede mecburen eve dönüş seferi başladı.
İşte birkaç resim.
Saat 06:00 da evden çıktım. O satte bile köprüde trafik vardı. Saat 06:25 gibi avlağıma gelmiştim. Ortalıkta kimseler yoktu. Niyetimde önce Sarıkanat çaparisi denemek vardı saat 7,30 a kadar. Sonrada istavrit tutmak. Ama niyetle gerçek malesef bir olmuyor.
Yarımsaat kadar Sarıkanat çaparisyle at çek yaptım ancak 2 iri istavrit tutabildim. bu arada etraf kalabalıklaşmaya başlamıştı. O arada deniz tekne kaynıyor ve inanın tam tabiri ile tekneler çinekopları çuval çuval alıyorlardı. Dikkatimi birden denizin üzerine zıplayan gümüşler çekti. Okadar can havli ile zıplıyorlardiki sürü halinde denizin üzerine atlıyorlardı. Yemli denemeye karar verdim. Etrafımda kimse yemli denemiyordu. Herkes çapari arkası yapıyordu.
İşte ne olduysa ondan sonra oldu

Takımı hazırladım 125 gr. klasik mantarlı takım (iğneler dacron ip ile bağlanmıştır.) Salladım ve denize attım

Beni gören yemliye döndü üstelik 5 erli 10 arlı takımlarla çinekopu malesef talan ettiler. Küçükleri geri atın dememize rağmen (ben ve birkaç kişi) malesef bir abi dışında kimse iade etmedi. En az götüren evine 40 parça çinekopla gitmiştir. Çinekop o kadar çoktuki istavriti sadece yem için tutuyordum. 7 Sarıkanatlarla birlikte yaklaşık 20-25 istavritide kovaya koyup bu kadar yeter dedim. Ve daha önceden teklif edilen böreğe doğru yola koyuldum.

Güzel bir sohbet, güzel bir ortamdan sonra her nekadar gönül istemesede mecburen eve dönüş seferi başladı.
İşte birkaç resim.