06-06-2009, 14:05
Herkeze merhaba,
Zor geçen bir haftanın ardından nihayet cumartesi geldi,
Üzerimde Pazar günü yapılacak olan SBS stresi,
Sınava çocuklar mı giriyor, biz mi..?
Karmaşık duygular,,
Sanırım kendim girecekmiş gibi heyecanlanmıyorum,
Sabah erkenden kalkmak için yat talimatı veriyorum kendime,
Sanki uyacakmış gibi,Yok olmuyor,
Nihayet becermişim uyumayı,
Artık güneş yakmakta,
Uykunuzu tam alamadan erken kalkıp uzun soluklu olta sallamak
Oldukça yorucu ,
Çünkü sıvı kaybı çok oluyor,
Sonra gece yarısına kadar ayakta uyur pozisyonda kalıyor insan,
Neyse ki sabah ezanı ile biyolojik balığa gitme saatim endeksli,
İşe giderken böyle değil ama,,
Uyanış, kahvaltı, biraz rapor sörfü,,,
Çubukludayım,
Kimseler yok,
Acaba istavrit var mı , yok mu derken
İskeleye bakıyorum,
Aman yarabbi ne gümüş var,
Haydi oğlum bırak istavriti, bak kımıl kımıl gümüş var,
Göl kamışını açıp, takıyorum çapariyi,
Bir saat kadar çalışıyorum,
Bu arada diğer balıkçılar beliriyor,
İstavrit arayanlar hayal kırıklığına uğruyor,
Yok, var olan da bebecik daha,serçe parmağı kadar,
Ama efemineler ha , oltaya gelmeyi becerebiliyorlar,
Nevale kısmen doğruldu,
Önce Mustafa ağabey geliyor, Ardından Savaş ağabey,
Bir süre sonra Savaş ağabeyin sesi,
“ Çay hazır “,
Sevkati ağabey geçen seneden beri söyler,
“ Niyazi balığa gideceğin zaman bir gün önceden söyle
Müsait olursa ben de geleyim “,
Hep fırsat kolluyorum ama,
Davet edip karavana atmak ta var,
Biz alışkınız ama hevesle gelecek biri için tam bir hayal kırklığı olur,,
Ama bugün Şevkati ağabeyin günü gibi,
Saat 07:30 gibi, tereddüt etsem de arıyorum,
Telefondaki ses endişeli karşılıyor beni,
Vaziyeti kısaca anlatıp davet ediyorum,
Dinlenmek üzere çay içmeye geçiyorum,
Ihlamur çiçeklerimiz önümüzdeki hafta patlar,
Hanımeli + iyot kokusu + susmak bilmeyen çalı bülbüllerinin
eşliğinde hazırlanan sofrada yerimi alıyorum,
Yarım saat sonra şevkati ağabey de büyüklük gösterip beni kırmıyor ve geliyor,
Tanışma, tanıştırılma faslı, biraz sohbet derken yarım saat oyalanıyoruz,
Evet şimdi en son 1972 yılında balık tutmuş şevkati ağabeyin şov zamanı,
Söylediği tarihi duyunca ben bile afallıyorum,
Ben beş yaşındaydım o zaman,,
Allahtan Balık ta beni utandırmıyor,
Aslında kendimi avutuyorum,
Sizlerinde bildiği gibi “ Balık ; önce kendini tutmayana sevdirir,
Sonra, hadi bakalım yakalıyabiliyorsan ,yakala beni dermiş ”,
Biz bile halen bunun için koşuşturmuyor muyuz peşinde,,
Ama ağabeyim maşallah “ Bin atlı akınlarda çocuklar gibi şendik “
ritüeline uygun olarak, seri bir şekilde çalışıyor, yetişmekte zorlanıyorum,
Evet sanırım başardık , bir amatör balıkçı daha kazandık,
Saat 10 gibi avı sonlandırıyoruz,
Bugün deniz gelen kimseyi reddetmedi ama
Sadece gümüş verdi,,,
Şükür,
Olta : Göl Kamışı, 6 metre,
Kurşun : 20 gr fırdöndülü,
İğne : 16 no siyah galvaniz,çapraz mustad,
Yem : beyaz/mor tek tel floş + mor/beyaz sim,
Beden/köstek : 0,08
Mevkii : Çubuklu, Taç restaurantın virajı dönüle, tahta iskele,
( Taş iskele ile karışmasın – kandilli yönü )
Not ;
Bedenin üst tarafına mutlaka bir küçük firdöndü koyuyorum,
Kurşunu da fırdöndülü kullanıyorum,
nedeni : Çapariyi fazlaca indir kaldır yapmamız,
Böyle yapmazsanız ilk takımı en fazla yarım saat kullanabilirsiniz,
Gerisi hikaye olur,
Asıl
Önemli Not :
Gece saat 03 ila 05 arası kuleli askeri lisesi
Taşlık üstü, asıl yalı duvarı dip kısmı,
Al sana rapala ile LÜFER,,
.
Sağlıcakla kalın,
.
Zor geçen bir haftanın ardından nihayet cumartesi geldi,
Üzerimde Pazar günü yapılacak olan SBS stresi,
Sınava çocuklar mı giriyor, biz mi..?
Karmaşık duygular,,
Sanırım kendim girecekmiş gibi heyecanlanmıyorum,
Sabah erkenden kalkmak için yat talimatı veriyorum kendime,
Sanki uyacakmış gibi,Yok olmuyor,
Nihayet becermişim uyumayı,
Artık güneş yakmakta,
Uykunuzu tam alamadan erken kalkıp uzun soluklu olta sallamak
Oldukça yorucu ,
Çünkü sıvı kaybı çok oluyor,
Sonra gece yarısına kadar ayakta uyur pozisyonda kalıyor insan,
Neyse ki sabah ezanı ile biyolojik balığa gitme saatim endeksli,
İşe giderken böyle değil ama,,
Uyanış, kahvaltı, biraz rapor sörfü,,,
Çubukludayım,
Kimseler yok,
Acaba istavrit var mı , yok mu derken
İskeleye bakıyorum,
Aman yarabbi ne gümüş var,
Haydi oğlum bırak istavriti, bak kımıl kımıl gümüş var,
Göl kamışını açıp, takıyorum çapariyi,
Bir saat kadar çalışıyorum,
Bu arada diğer balıkçılar beliriyor,
İstavrit arayanlar hayal kırıklığına uğruyor,
Yok, var olan da bebecik daha,serçe parmağı kadar,
Ama efemineler ha , oltaya gelmeyi becerebiliyorlar,
Nevale kısmen doğruldu,
Önce Mustafa ağabey geliyor, Ardından Savaş ağabey,
Bir süre sonra Savaş ağabeyin sesi,
“ Çay hazır “,
Sevkati ağabey geçen seneden beri söyler,
“ Niyazi balığa gideceğin zaman bir gün önceden söyle
Müsait olursa ben de geleyim “,
Hep fırsat kolluyorum ama,
Davet edip karavana atmak ta var,
Biz alışkınız ama hevesle gelecek biri için tam bir hayal kırklığı olur,,
Ama bugün Şevkati ağabeyin günü gibi,
Saat 07:30 gibi, tereddüt etsem de arıyorum,
Telefondaki ses endişeli karşılıyor beni,
Vaziyeti kısaca anlatıp davet ediyorum,
Dinlenmek üzere çay içmeye geçiyorum,
Ihlamur çiçeklerimiz önümüzdeki hafta patlar,
Hanımeli + iyot kokusu + susmak bilmeyen çalı bülbüllerinin
eşliğinde hazırlanan sofrada yerimi alıyorum,
Yarım saat sonra şevkati ağabey de büyüklük gösterip beni kırmıyor ve geliyor,
Tanışma, tanıştırılma faslı, biraz sohbet derken yarım saat oyalanıyoruz,
Evet şimdi en son 1972 yılında balık tutmuş şevkati ağabeyin şov zamanı,
Söylediği tarihi duyunca ben bile afallıyorum,
Ben beş yaşındaydım o zaman,,
Allahtan Balık ta beni utandırmıyor,
Aslında kendimi avutuyorum,
Sizlerinde bildiği gibi “ Balık ; önce kendini tutmayana sevdirir,
Sonra, hadi bakalım yakalıyabiliyorsan ,yakala beni dermiş ”,
Biz bile halen bunun için koşuşturmuyor muyuz peşinde,,
Ama ağabeyim maşallah “ Bin atlı akınlarda çocuklar gibi şendik “
ritüeline uygun olarak, seri bir şekilde çalışıyor, yetişmekte zorlanıyorum,
Evet sanırım başardık , bir amatör balıkçı daha kazandık,
Saat 10 gibi avı sonlandırıyoruz,
Bugün deniz gelen kimseyi reddetmedi ama
Sadece gümüş verdi,,,
Şükür,
Olta : Göl Kamışı, 6 metre,
Kurşun : 20 gr fırdöndülü,
İğne : 16 no siyah galvaniz,çapraz mustad,
Yem : beyaz/mor tek tel floş + mor/beyaz sim,
Beden/köstek : 0,08
Mevkii : Çubuklu, Taç restaurantın virajı dönüle, tahta iskele,
( Taş iskele ile karışmasın – kandilli yönü )
Not ;
Bedenin üst tarafına mutlaka bir küçük firdöndü koyuyorum,
Kurşunu da fırdöndülü kullanıyorum,
nedeni : Çapariyi fazlaca indir kaldır yapmamız,
Böyle yapmazsanız ilk takımı en fazla yarım saat kullanabilirsiniz,
Gerisi hikaye olur,
Asıl
Önemli Not :
Gece saat 03 ila 05 arası kuleli askeri lisesi
Taşlık üstü, asıl yalı duvarı dip kısmı,
Al sana rapala ile LÜFER,,
.
Sağlıcakla kalın,
.
Niyazi - 1967 - 0+