Yorumları: 8,918
Konuları: 138
Kayıt Tarihi: 01-07-2006
eşref sürek yazdı:güzel bir çalışma semt pazarlarında satılanları kime şikayet edeceğiz su ürünlerinemi yoksa belediyeyemi bilgisi olan varmı Belediye'nin pazar yerlerindeki görevlilerine tabiki burda dikkat edilecek husus memurların bir çoğu pazarcılarımızla yüz göz olmuş durumda eğer bunu hissederseniz kendisinin de takipçisi olacağımızı söyleyerek görevini yapmaya yönlendiriyoruz. Sirküleri uygulamak mecburiyetleri var.
Yorumları: 40,692
Konuları: 1,884
Kayıt Tarihi: 21-12-2005
sahilde teknede gördüklerimizide buralara
SAHİL GÜVENLİK MERKEZLERİ
SG Deniz Arama Kurtarma Koordinasyon Merkezi
Sahil Güvenlik Komutanlığı - ANKARA
Tel : 0312 425 33 37
Fax: 0312 417 28 45
0312 425 33 37
SG Yardımcı Arama Kurtarma Koordinasyon Merkezleri
Sahil Güvenlik KARADENİZ Blg.K.lığı
Tel : 0362 445 03 33
Fax: 0362 445 29 08
Sahil Güvenlik MARMARA ve BOĞAZLAR Blg.K.lığı
Tel : 0212 242 97 10
Fax: 0212 242 30 93
Sahil Güvenlik EGE DENİZİ Blg.K.lığı
Tel : 0232 366 66 66
Fax: 0232 365 95 75
Sahil Güvenlik AKDENİZ Blg.K.lığı
Tel : 0324 237 19 19
Fax: 0324 238 86 91
SG Alt Arama Kurtarma Koordinasyon Merkezleri
Sahil Güvenlik TRABZON Grp.K.lığı
Tel : 0462 325 47 82
Fax: 0462 325 01 18
Sahil Güvenlik AMASRA Grp.K.lığı
Tel : 0378 315 10 04
Fax: 0378 315 39 25
Sahil Güvenlik ÇANAKKALE Grp.K.lığı
Tel : 0286 212 75 00
Fax: 0286 212 72 02
Sahil Güvenlik MARMARİS Grp.K.lığı
Tel : 0252 412 77 22
Fax: 0252 412 77 77
Sahil Güvenlik ANTALYA Grp.K.lığı
Tel : 0242 259 13 76
Fax: 0242 259 09 53
Sahil Güvenlik İSKENDERUN Grp.K.lığı
Tel : 0326 614 23 11
Fax: 0326 613 20 54
Yorumları: 3,009
Konuları: 29
Kayıt Tarihi: 14-10-2006
bilgiler için teşekkürler arkadaşlar
Yorumları: 7,892
Konuları: 199
Kayıt Tarihi: 14-01-2006
Bu kampanyaya katılmamak hatda katkıda bulunmamak mümkün olamaz.
Geçen sene sezon sonunda tezgahları dolduran istavrit boyutundaki çinekopları ve palamutları düşündükçe kafayı yiyorum.
Arkadaşlar tabiki küçük balık tutunca bırakma konusunda haklısınız. Ama bizim asıl önem vermemiz gerek şeylerin başında çiğnediğimiz sakızın kabından tutunda içtiğimiz sigaranın izmaritine kadar bir yerde biriktirip sonra çöpe atmalıyız.
Size 2 sene önce iğneada da daldığım zaman karşılaştığım bir manzarayı anlatayım;
bir yengeç in kayaya çıkmaya çalıştığını ama sürekli aşağı doğru kaydığını gördüm ve şnorkel le yaklaşık 5 mt. ye daldım ve karşılaştığım manzara şok ediciydi. Yengeç BİR TITRIVIRI (PARAŞÜT,FİLE) ya takılmıştı ve yaklaşık yarım saat uğraşım sonucu onu oradan sökerek çıkardım. Üzerinde tam 13 tane balık kılçığı ve 9 tane yengeç leşi vardı (ÇIKARIRKEN KOPANLAR HARİÇ)
Biz amatör balıkçılara düşen en önemli görev şudur : unutmayınki bizle % 90 yumurtlama havzalarında avlanıyoruz ve buraların dip temizliği çok önemli.
İşi bitmiş çaparilerimizin yeri denizin dibi değildir. Helede kurşunuyla atanlar var.
İŞTE BİZLER BULUNDUĞUMUZ AV MAHALLERİNDE BU TÜR DAVRANIŞTA BULUNANLARA HELEDE TIRIVIRI KULLANANLARA GEREKLİ UYARILARI VE ENGELLEMELERİ YAPMALIYIZ.
NİHAT abi gerçekten güzel bir konu teşekkür ederim.
saygılarımla...
Yorumları: 109
Konuları: 5
Kayıt Tarihi: 16-08-2007
''Bu kampanyaya katılmamak hatda katkıda bulunmamak mümkün olamaz.
Geçen sene sezon sonunda tezgahları dolduran istavrit boyutundaki çinekopları ve palamutları düşündükçe kafayı yiyorum.''
abi çinekopa hasret kaldık yahu çok severim bizim semt pazarına gelirdi.ama bu sene buzaman oldu yok naptılar bu balıklara ......
Yorumları: 739
Konuları: 50
Kayıt Tarihi: 27-08-2007
arkadaşlar bilgiler cok güzelde ama kımse durduramıyor bu avcıları ne yazıkkı işte ne yazıkki para uğruna insanoğlunun yapmayacağı şey yok ne balık katliamları oluyor wahhhh wahh tabı herkes dahil değil gücümüüzün yettiği kadar savaşmalıyız cok üzülüyorum acıkcası
--YAAA bide zoruma giden şu boğazda gırgırlar olsun diğer ağla avlanan tekneler olsun avlanmasınlar be kardeşim gelecek için cok buyuk bi tehlike bence sonra sonramı boğazda balığı teleskopla ararlar
Yorumları: 4,292
Konuları: 476
Kayıt Tarihi: 20-12-2005
Şehir: Çanakkale
eşref sürek yazdı:güzel bir çalışma semt pazarlarında satılanları kime şikayet edeceğiz su ürünlerinemi yoksa belediyeyemi bilgisi olan varmı
Tezgahtakileri ve Lokantadakileri Su Ürünlerine şikayet etmelisiniz fakat şikayetle kalmayıp takipcisi olmalısınız
Yorumları: 5,855
Konuları: 245
Kayıt Tarihi: 04-05-2006
bu haberi 2-3 gün önce tv de izledim.ve bu konuda sitede bir konu açalım dedim.ama ertesi gün kafa durdu.tv deki haberi unuttum gitti.düşün düşün neydi bu konu .yok.bulamadım.şimdi konuyu gördüm ve hah buydu dedim.nihat teşekkürler.
Yorumları: 4,292
Konuları: 476
Kayıt Tarihi: 20-12-2005
Şehir: Çanakkale
Greenpeace den gelen detaylı bilgilendirme aşağıdaki gibidir.
Kendileri bayramdan sonra sitemize cetvellerden göndereck olup talep eden üyelerimize posta ile ulaştırılacaktır.
Alıntı:1) Yavru balık projesi ne demek ve neden 'küçük balık yoksa büyük balık da yok' ?
Yavru balık projesi; Türkiye'deki balıkçılığın denetimsiz, kontrolsüz ve plansız olarak büyümesi sonucu gittikçe artan yasadışı ve aşırı balık avcılığının yol açtığı sonuçlara ve özellikle de tüm balık stoklarının çok hızlı tükenmesine neden olan yavru balık avına ve satışına dikkat çekmek ve durdurmak amacıyla başlatılmış bir projedir. Bu projemizde, Tarım Bakanlığının görevi olan yasadışı avcılığının, denizlerden balık hallerine ve satış noktalarına kadar denetlemesi ve engellemesini talep ediyoruz. Bir yandan da balık pazarları, restoranlar ve tüketicilerin de üzerine düşen duyarlılığı göstermeleri için harekete geçirmeye çalışacağız.
Küçük balık yoksa büyük balık da yok; Her canlı türünün en az bir kez üreme şansı olmalıdır ki türünü devam ettirebilsin. Yetişkin bir balık, türüne göre değişse de, her yumurtlamada binlerce yavru verir, oysa ona bir kez bu şansı vermeden avlarsak soyu tehlikeye girer. İşte bu nedenle, balık stoklarının aşırı ve plansız avlanması sonucu azalması balıkçıların henüz yavru olan balıkları hedeflemelerine neden olmaktadır. Bu da tüm stokların yakın zamanda tükenmesine neden olacaktır, yani yavru balık avlanmaya ve satılmaya devam ederse yakın zamanda erişkin balık da kalmayacak!
2) Türkiye'de pazarlarda ençok satılan/ticari balık türleri (ve deniz ürünleri) hangileridir? Bu türlerin popülasyon durumları nedir?
Türkiye'deki en yaygın ticari türler; lüfer, palamut, hamsi, istavrit, uskumru, kalkan, barbun, tekir, mezgit, levrek, çipura, kefaldir. Bunun yanında daha büyük türler orkinos, kılıçbalığı gibi balıklar da özellikle ihracat ve turizm sektörleri için önemli ticari türlerdir. Ahtapot, kalamar gibi deniz ürünleri de yine özellikle kıyısal turizm alanlarında önemli ölçüde tüketilmektedir.
Türkiye'de hala deniz ürünleri ile ilgili bir stok değerlendirmesi yapılmadığından miktarlarını tam olarak bilemiyoruz. Ancak bu yıl yayımlanan bir bilimsel çalışmada bugün ticari türlerin pekçoğunun risk altında olduğu görülmektedir (söz konusu çalışma -ingilizce- Greenpeace internet sayfasından elde edilebilir). Ayrıca son yıllarda av sezonlarında görünen dengesizlik de bunun açık bir göstergesidir.
3) Bununla ilgili yasaları ve düzenlemeleri kim hazırlıyor ve yönetiyor?
Bir çok ülkede olduğu gibi Türkiye'de de balıkçılık ile ilgili yasa ve düzenlemelerden, ve bunların uygulanmasından TC. Tarım ve Köyişleri Bakanlığı sorumludur. Dolayısıyla, yasadışı balıkçılığın bu kadar endişe verici boyutlara gelmesi, denetimsiz kalması ve uzun vadede balıkçılığın ve denizel kaynakların zarar görmesi de Bakanlığın sorumluluğudur.
Ne yazık ki Türkiye'de su ürünleri kanununa bağlı olarak iki yılda bir hazırlanan su ürünleri sirküleri, pekçok konuda kısıtlamalar, yasaklamalar getirse de bunların uygulanmaması pekçok balık türünün artık aşırı avlanmış olmasına ve tükenmeye başlamasına neden olmuştur. Durumun bu kadar vahim hale gelmesi ise Bakanlığın denetleme ve yaptırımlarını uygulamaktaki yetersizliğinin ve bir balıkçılık politikasının olmamasının sonucudur.
Avrupa Çevre Ajansı'na göre balık türlerinin çoğu güvenli biyolojik sınırları aşacak şekilde avlanmış durumda. Bu nedenle Greenpeace, bu durumun yalnızca Tarım Bakanlığı'nın değil, artık Çevre Bakanlığı’nın da sorunu olduğunu ve ciddi bir çevre sorunu olarak ele alınması gerektiğini düşünmektedir.
4) Yavru balık avlanması ve satılması yasadışı mıdır? Bu konuda diğer ülkelerdeki durum nedir?
Evet, sirkülerde belirtilen minimum balık boylarının altındaki balıkların avlanması ve satılması yasaktır. Yalnızca ağırlıkça hamsi ve istavritte %15, diğer suürünlerinde %5 oranında küçük boylara izin verilmektedir ki bu oranlar şu anda fazlasıyla aşılmaktadır.
Tüm ülkelerin bu konuda belli kısıtlamaları var. AB, bu konuda geçen yıl tarihindeki en yüksek cezayı Fransa hükümetine vererek 58 milyon Euro ödemek zorunda bıraktı. Ancak Türkiye'deki yaptırımlar yeterli derecede uygulanmadığından caydırıcı olamamaktadır.
5) Bu yasaların yaptırımının önemi nedir?
Mİnimum boyların yasalarla tespit edilmesinin amacı, henüz üreme çağına gelmemiş olan juvenil, yani yavru balıkların korunmasıdır. Balık yaşam döngüsü içinde erken avlanırsa, elde edilen verim de büyümesine izin verildiği takdirde elde edilecekten çok daha az olacaktır. Dolayısıyla yavru balık avlanması denizel kaynaklarımızın ziyanıdır. Ancak her geçen gün aşırı avlanma nedeniyle denizlerimizdeki yetişkin balık miktarı azaldığından, gitgide daha çok yavru balık hedeflenmeye başlamış, bunun sonucu olarak da balık stoklarında gittikçe artan bir baskı oluşmuştur.
Söz konusu yasa ve yaptırımlar yavru balık avını maksimum kısıtlayarak zaman içinde çok daha fazla verim alınmasına ve hem deniz kaynaklarının iyileşmesine hem de sürdürülebilir balıkçılığa adım atılmasına yarayacaktır.
6) Bu yasalara uyulmaması ne gibi sonuçlara yol açar?
Dünyada aşırı avlanma denizlere yönelik en büyük çevresel tehdit olarak görülmektedir. Stokların çoğu günümüzde aşırı avlanma kurbanıdır, ve bazı türler -Kanada morinası gibi- hızlı bir şekilde yokolmuştur. Yakın zamana kadar böyle bir çöküş mümkün görünmüyordu, oysa artık yeni araştırmalar dünyada pekçok balık türünde özellikle de büyük yırtıcı türlerde, endüstriyel balıkçılık başlamadan önceki bolluk düşünüldüğünde büyük ve ani bir düşüş olduğunu, göstermektedir.
Akdeniz de bu durumdan payını almakta. Yapılan avların hem çeşit hem de boy olarak kalitesi genel anlamda düşmüş durumda.
Tüm bu veriler, ilgili yaptırım ve yasaların acilen ciddi olarak uygulanmasının ve daha da genişletilerek önlemler alınmasının gerekliliğini kanıtlıyor. Aksi takdirde deniz kaynaklarının tükenmesi ile hem en değerli besin kaynaklarımızdan birini kaybedeceğiz hem de yaşamı buna bağlı olan insanların (öncelikle balıkçıların) geleceğini yokedeceğiz.
7) Deniz Rezervleri (veya deniz koruma alanları) bu durumu ve gidişatı nasıl değiştirebilir?
Gittikçe artan sayıda bilimsel veri kanıtlamaktadır ki, deniz canlıları ve habitatlarının acilen korunması için geniş ölçekli deniz rezervleri ağlarının oluşturulması küresel balıkçılıktaki düşüşü tersine çevirmek için anahtar olabilir.
Deniz rezervleri yetişkin ve yavru balıkların rezerv alanı sınırlarından taşması ve yumurta ve larvaların taşınması ile balıkçılık için fayda sağlayabilir. Rezerv alanları içinde popülasyonlar boyutsal olarak artar, bireyler daha uzun yaşayabilir ve böylece daha fazla büyüme şansı bularak üreme potensiyelini de arttırırlar.
Deniz rezervleri, köpekbalıkları, orkinoslar, kılıçbalıkları gibi göçmen balıklar için bile fayda sağlamaktadır. Eğer deniz rezervleri onlar için değerli alanlarda yani yumurtlama, büyüme alanları veya deniz dağları gibi toplanma alanlarında oluşturulursa tehdit edici etkilerden korunmaları kolaylaşır. Geniş ölçekli deniz rezervleri, balıkçılık, maden arama ve atık boşaltımı gibi tüm tahrip edici faaliyetlere kapalı alanlardır. Bu alanlar içinde hiçbir insan faaliyetine izin verilmeyen, örneğin sadece bilimsel referans alanları olarak kullanılan veya özellikle hassas habitat ve canlıların bulunduğu 'çekirdek bölgeler' oluşturulabilir.
Bunun yanında kıyı şeridi alanlarında, küçük ölçekli tahrip edici olmayan balıkçılık faaliyetlerine, ekolojik sınırlara uymak ve sürdürülebilir olmak kaydıyla açık olan ve yerel halkın tam katılımı ve kararı ile oluşturulmuş alanlar da tespit edilebilir.
Deniz rezervleri, kurulma nedenlerinin başında balık stoklarının korunması olsa bile, sadece aşırı avlanma ile ilgili değildir. Rezerv alanları, deniz yaşamının kirlilik dahil pekçok etkiden korunması için en etkili yollardan biri olarak görülmektedir.
8) Bu yasaların etkili olması için neler yapılabilir?
Greenpeace'in balık halleri ve pazarlarında yaptığı araştırma ve balıkçılarla yaptığı görüşmeler sonucu, yüksek miktarda yavru balık avlandığı ve rahatlıkla satılabildiği gözlendi. Bunun en önemli nedeni varolan sınırlamaların rahatlıkla gözardı edilmesi yani neredeyse hiç kontrol ve denetimin yapılmamasıdır. Örnek vermek gerekirse, Marmara denizinde trol avcılığı yasak olmasına rağmen hala yapılmakta, veya av sezonu kapandığında bile pekçok bölgede endüstriyel avcılığın devam ettiği rahatlıkla gözlenebilmektedir. Avcılığın yasak olduğu özel koruma alanlarında bile avlanma yapılabilmektedir.
Öncelikli olarak acilen yasadışı avcılığın durdurulması için etkin bir kontrol mekanizmasının hayata geçirilmesi, ayrıca deniz yaşamının korunmasını da içeren sürdürülebilir balıkçılık politikası oluşturulması şarttır.
Greenpeace'in yavru balık projesi ile dikkat çekmek istediği nokta budur. Ayrıca bu konuda balıkçıdan tüketiciye herkesin duyarlı ve aktif olması da son derece önemlidir.
9) Tüketicinin ve balık satanların bireysel olarak yapılacekleri nedir?
Balık satıcılarının ve restoranların yapabilecekleri çok açıktır; yavru balık almamak ve satmamak, hatta bu konuda örnek oluşturarak tüketiciyi de bilinçlendirmek. Tüketici ise bu konuda çok önemli bir rol üstleniyor. Tüketiciler yavru balık satın almayarak balık stoklarını ve dolayısıyla deniz kaynaklarını korumak adına ciddi bir baskı oluşturabilirler.
Özellikle tüketicileri bilinçlendirmek ve harekete geçirmek için hazırladığımız sembolik balık boyu ölçüm cetveli ile yasal boyları kontrol edebilir ve bu konudaki duruşunuzu gösterebilirsiniz (www.greenpeace.org.tr). Yalnızca satın almamak değil, aynı zamanda nedenini de belirterek yavru balığa talep olmadığını göstermeniz de çok önemlidir.
10) Bu projenin sonraki aşamaları nelerdir?
Balık pazarlarında yaptığımız incelemelere devam edeceğiz. Ayrıca balık satılan yerlerde tüketiciye ve balıkçıya balık ölçüm cetvelini dağıtarak mümkün olduğunca bu konudaki bilinci arttırmaya devam edeceğiz. Zamanla bu çalışmaya kendi sektörlerinin geleceği için balık stoklarını korumak adına, balıkçı kooperatiflerinin, balık hallerinin, pazarlarının ve restoranların da öncülük etmelerini umuyoruz. Bu amaçla onlarla görüşerek projeyi genişletmeyi hedefliyoruz. Bu girişimlerin yetkilileri de yasadışı avlanmaya karşı daha ciddi önlemler almaya ve denizlerimizin ve balıkçılığımızın geleceği için bir strateji oluşturmalarına yardımcı olmasını bekliyoruz. Bunun ilk adımı da bir sonraki (2008-2010) olan su ürünleri sirkülerinde bilimsel gerçeklere dayanan ve yaptırımların uygulanacağı kontrol mekanizmalarını da içerecek şekilde hazırlanmasıdır.
[attachment=10155]
Yorumları: 40,692
Konuları: 1,884
Kayıt Tarihi: 21-12-2005
emegine saglık oktay herzaman yanlarındayız heryerde yanlarındayız doga için çevre için elele
|