Konuyu Oyla:
  • Derecelendirme: 0/5 - 0 oy
  • 1
  • 2
  • 3
  • 4
  • 5
Emeksiz yemek olmuyormuş...:)
#1
[YOUTUBE]xemrPRMZB3Q&feature=c4-overview&list=UUzrtyTKc2q0i9ES3-j_2tvw[/YOUTUBE]

[Resim: i5j2.jpg]

2013 yılının sonbaharı hemen hemen tüm yurdumuzda gerçekten çok ılıman geçti diyebilirim.Yaklaşık 10 günden beri kış yüzünü göstermeye başlamıştı ki, geçtiğim son 3-5 gün içinde Kuzeyden gelen soğuk hava dalgası bir anda tüm ülkemize başta batı bölgelerimizden olmak kaydıyla kara kışın etkisine almaya başladı.
Nasıl güneyli rüzgarlar İlkbaharın başlamasına yol açıyorsa, Kuzeyli sert rüzgarlarda kışın başlamasına yol açıyor.Kuzeyli rüzgarların hüküm sürmeye başlaması aynı zamanda bu zaman dilimini dört gözle bekleyen biz Levrek sevdalılarının da ''Levrek avlarına '' başlaması için bir nevi işaret görevi görmektedir.Zira Poyraz demek, bizler için Levrek avı demekti.
Sert poyrazın ilk günlerinde güzel 2 parça levrek almış ve bunu siz dostlar ile paylaşmıştım.Gerçekten ideal ölçüde 2 adet levrekti.Henüz onun mutluluğunu yaşarken bir kaç gün sonra yine içim, içime sığmamaya ve yeni bir av güncesine yelken açma isteği tüm ruhumu sarmaya başlamıştı bile.Tek sorun bu kadar sert rüzgar ve onun yarattığı soğuk kış koşullarına dayanabilmekti.
Kişilerin sıcacık evlerinde ama soba başında, ama kalorifer başında bile üşüdükleri bu tür havalarda insanın kendini özellikle bir deniz kenarına atma isteği pek aklı karı olmasa gerek.
Nihayetinde içimden gelen o ses pek akla ve mantığa uymasa bile bir delik yaptım ve o sesi dinleyerek attım kendimi yollara.Yolda kaç yemci gezdiysem taze mamun bulamadım.Havanın sertliğinden dolayı yem tekneleri çıkmamış ve ellerinde daha önceki günlerden kalma yemler vardı.Çaresi vaziyette mamun ve bir kaç paket boru kurdu alarak soluğu av yapacağım bir mekanda aldım.
Arabanın içi doğal olarak sıcacık olduğundan, bir anda şoka girmemek için hemen arabadan çıkmadım.Zira böyle olunca elimde olmayan nedenden dolayı bir süre sonra engelleyemediğim anormal bir şekilde zangırdar vaziyette tir tir titreme yaşıyorum hep.Bunu aşmak için ilk önce arabanın her iki camını da azar azar açarak açarak başladım beklemeye.Bedenim dış koşullara az biraz alışsın diye.
Kendimi hazır hissedince de çıktım arabadan.Ve başladım hazırlanmaya.Ve nihayetinde de oltalar su ile buluştu.Ama bu defa elimdeki hazır takımları değil de gün içinde hazırlamış olduğum daha kalın misindan oluşan takımları kullandım.0,50 lik misinalar.Ne kadar pahalı ve kalşteli olur ise olsun, daha ince misinalar çatır, çatır kopuyor ne yazık ki.

Ve başladı o imtihan gibi bekleyiş...Bekle Allah bekle...Yok tık yok...Ayakta dikilmekten bedenim isyan etmekte ara sıra...Bunu aşmak için kah çömeldiğim oluyor.Kah az biraz öne doğru eğiliyorum ve belimi rahatlatmaya çalışıyorum....ve bazen de aynen askerlik günlerimizdeki gibi başlıyorum yerimde saymaya.Maksat bedenimi ısıtmak.Yoksa dayanılacak gibi değil ortam.Dedim ya Akıl işi değil bu stil ile Levrek avı yapmak.


Bu arada vakit bayağı bir ilerledi.Nerede ise ümitlerim bitti bitecek.Hatta bitti ve eksiye bile düştüğü anlar yaşıyorum zaman zaman.Kendimi oyalamakm için ara sıra yemleri kontrol filan ediyorum.Yemler bazen durduğu oluyor.Bazen ise azgın denizde sert dalgalardan savrulmaktan olsa gerek düşüyorlar her halde.Çünkü bu sert havada çok çok seyrek denk gelen kaya balıkları dışında hiç bir canlı yok.
Saatler gece yarısına yaklaşmakta iken kamışın biri selam verdi.Gerili bir vaziyette yayda bekleyen biş ok misali koşarak kamışla yapıştım.Ve o akllara zarar verecek sert darbeleri hissettim.Evet balık yapışmış ve üstündeydi.

Şimdi çok sabırlı olmalıydım.Hemde çok..Hele hele hiç heyacan yapmamalıydım.Çünkü bana gelen işaret ben çok kallaviyim der gibiydi.O anda elimde olmadan başladı dudaklarımın arasından bildiğim tüm dualar dökülmeye.Ve tek bir dileğim vardı Cenab Allah tan.Ne olur Allah ım kaçmasın da bir şunun yüzünü göreyimdi.Çünkü bir önceki avda bundan daha iri bir balık ile karşılamış ve makimanın kolunu bile 3-5 tur çevirememiştim.Balık ile karşılıklı duruştuk ve o kalamayı 3-5 defa sert bir şeklide boşalttı ve kösteğin ucundaki iğneyi kopartarak kurtulmuştu.

Bu günkü avda ise,ben ha bre içimden dualarla makinayı sararken, bu defaki ise ise ağır abi hareketlerle kalamayı boşaltıyordu.Ben sardım..O boşalttı.Ve bir an kıyıya doğru koşa koşa gelip, giden dalgaların taa en başında su üstü yaparak adeta ben buradayım deyip,tekrardan karanlık sulardaki yerini aldı.
Yaklaşık 3-4 dakikadan beri biçare makinayı sarsam bile hala ne ile mücadele ettiğimi henüz bilmiyordum.Ama çok ağır olduğunu ve çok güçlü olduğunu bana saniye, saniye hissettiriyordu.Ve sonunda nihayet dalgaların içine girdi.Ve belirli belirsiz onu görebildim.Ama hala yüzüyor ve zemin ile temas etmedi.
Belki 10 dakiakalık mücadele neticesi sonunda artık onu görüyor ve gözlerim ile ona dehşet içinde bakıyordum.Allah ım,ne kadar büyük,ne kadar kocaman diye mırıldanıyorum.Tüm bendenim bu defa soğuktan değil de heyecandan tir tir titriyordu.Allah ım kaçmasın..Ne olur kaçmsın diye mırıldanıyorum.Kahretsin yapayalnızım.Bana yardımcı olacak hiç bir kişi yok yanımda.
Ve sonunda pehlivan karaya oturan tekne misali zemin ile tamas etti ve orada çakıldı kaldı.Ama çok tehlikeli bir yerde.Üstünden dalgalar onu aşarak ayaklarımın dibine kadar gidip, gelmekte.İşte arkadaşlar tüm av güncelerimde en tehlikeli saniyeleri hep bu kısa zaman dilimide yaşamışdır hep.Zira balık burada 3 yada 5 saniye durduktan sonra tüm heybetiyle beden hareketleri ile suya geriye dönmeye çalışır.O zaman dilimini yakalıyamadığınız anda tüm hayalleriniz bir başka av güncesine kalacaktır.Çünkü balık ya iğneyi ya da kösteği kopartarak saniyeler içinde karanlık suların güvenli ortamında soluğu alacaktır.

[Resim: ovx3.jpg]
Neyse o anlara tekrar gelirsek, balık zemin ile temas ettiği anda kamışı çok çok kontrollu vaziyette yere bıraktığım attığım gibi attım kendimi kısa botlarım ile dalgaların içine ve tüm enerjimi toplayarak ellerim ile balığı ilk önce az ileriye ve sonra da daha ileriye atmayı başardım çok şükür.Ha bu arada ellerim eski avdan kalan kalan çizik ve yaraların üstüne bu defa yeni çizik ve yarıklar ile karşılaştı.Ama olsun...Balığı çok şükür emniyetli bir mesefeye alabilmiştim.
Doğal olarak hemen parmaklarımın kanayan bölgerelerine tampon yaptım kağıt peçeteler ile.Ve daha sonra da yarım yamalak bile olsa yara bantları ile yer yer kapatmaya çalıştım.
Taşları çatlatacak kadar sabrın ve azmin sonunda nihayet hayatımın en iri balığına denk gelebilmiştim çok şükür.İlk önce kafa fenerimin ışığında onu uzun uzun büyük bir hayranlık ile seyrettDaha sonra da yanımdaki metre ile boyunu ölçütüm 79-80 cm civarıydı.Balık sakinleşmeye başlayımnca da bir kaç kez kilosunu ölçtüm.Her defasında 6,700 veya daha kusurlu geldi.Kusuru var da onu boşverin,6,700 gr diyelim gitsin.
[Resim: 62o3.jpg]

[Resim: 4zzg.jpg]
Yaşamış olduğum aderanalinden dolayı adeta mutluluk denizinde yüzerken bir yandan da dönme hazırlıklarına başlamıştım ki, bir anda bulunduğum bölgeye bir araba yanaştı.Havada partikül şeklinde uçuşan deniz suyundan dolayı buğulu bir cama dönüşmüş olan gözlüklerimden baktığım kadarı ile gelenenin benim bir komşum olduğu gördüm.O da balkondan geç saatte bakınırken bakmış benim araba yerinde yok,İshak abim kesin balıktadır demiş ve az yem almış soluğu benimde yanımda almış.
Sağolsun onun sayesinde elimde balıkla doğal ortamda bir kaç kare resmi çekildi.Ve ona hiç takımları açma.Al benimkileri kullan deyip ben kebara çekildim.Bu arda bir kaç arkadaşım ile telefon görüşmesi yaparak mutluluğumu onlar ile paylaştım.Ve komşumun hatırına gece saat 02,00 ye kadar kaldıksay da balık bir daha basmadı.Ve sonunda toplarlanarak dönüş yoluna geçtik.
Sözün özü adına levrek aşkı denilen bu sevdaya gönül vermiş dostlarıma çok daha güzellerinin denk gelmesini dilerim.
Cevapla
#2
Tebrikler, büyük balığın hikayeside , zorluğuda boyutuyla paralel demekki , raporunuzdan bu net bir şekilde anlaşılıyor.Ben kıyıdan el oltasıyla 2 kg ye yakın bir minekop çekmiştimki o sizinkinin yanında bebek kalır o bile oldukça heyecanlandırmıştı ve zorlamıştı beni kaldı ki sizinikinin size yaşattığı heyecanı düşünemiyorum bile..Soğukla ve levrekle olan mücadelenizde başarılar..Alkis
Bul
Cevapla
#3
Tebrikler ISHAK abicim senden daha genç insanlar bu hava ve doğa koşullarında balık avlamaya gözü kesmezken sen her şeyi göze alarak gitmişsin ve mükafatını almışsın tek kelimeyle ayakta alkışlanabilir daha iyi avlarına abicim rastgele...
Bul
Cevapla
#4
bigbossares yazdı:Tebrikler, büyük balığın hikayeside , zorluğuda boyutuyla paralel demekki , raporunuzdan bu net bir şekilde anlaşılıyor.Ben kıyıdan el oltasıyla 2 kg ye yakın bir minekop çekmiştimki o sizinkinin yanında bebek kalır o bile oldukça heyecanlandırmıştı ve zorlamıştı beni kaldı ki sizinikinin size yaşattığı heyecanı düşünemiyorum bile..Soğukla ve levrekle olan mücadelenizde başarılar..Alkis

Sevgili Erkan hocam, itiraf etmeliyim ki, bu ebatta bir levrek bana daha önce hiç denk gelmedi.Tek korkum ya iğne, ya da kösteğin kopmasıydı..Nitekim de bu sene bunu bir kaç defa yaşadım.Bana denk gelen balıkların bir kısmını çekerken kaçırdım.Bir kısmını ise balık zemine temas edip de adeta karaya oturan tekne gibi sabitlenip kaldığında kaçırdım.

Balık heybetli olunca, haliyle hareketleri çok sert oluyor.Bunu aşmak için de çoraplarıma kadar ıslanmayı göze alıp, son iki dalganın içine girip ellerimin yardımı ile almam gerekti.Yoksa saniyeler içinde yallah aynen geldiği karanlık sulara geri dönüyorlar.

NOT: mesela 0,35 lik Angel marka olup üstünde Hı-Tech qualıty -Fluorocarbon yazan misina çatır çatır kopuyor.

Aşağıdaki balık ile bayağı bir mücadele etmiştim geçenlerde. Balığı suya girerek aldım hocam.Saniyeler içinde davranmasam aynen öbürkiler gibi o da kaçacaktı.Şimdi takımı komple 0,50 lik misinadan yapıyorum.Ve kopma derdinden kurtuldum çok şükür.

[Resim: 10lr.jpg]
Cevapla
#5
YaKaMoZ yazdı:Tebrikler ISHAK abicim senden daha genç insanlar bu hava ve doğa koşullarında balık avlamaya gözü kesmezken sen her şeyi göze alarak gitmişsin ve mükafatını almışsın tek kelimeyle ayakta alkışlanabilir daha iyi avlarına abicim rastgele...

Sevgili Murat kardeşim, balık işi nasip işi kesinlikle.Bence zor kış koşullarına dayanabilen her dostum istedikten sonra bu pehlivanları kesinlikle kucaklarına alabilirler.

İşin sırrı azim ve sabır.Yoksa bunun başka bir izah tarzı yok.Smile
Cevapla
#6
Tebrik ederim İshak bey gerçekten müthiş bir paşa bu..Alkis
Raporu zevkle okudum, bu güzel av gecesinin adrenalinden raporu okuyanlar da nasibini almıştır.Size katılıyorum emeksiz, hele hele sabırsız mutlu neticeye ulaşılmıyor.
Rastgele..
Bul
Cevapla
#7
arkadaşım maaşallah hem balıga hem anlatımına süper bir av hikayesi ve av olmuş nice avlara diyorum .yanında seyretmek isterdim sizi.
Bul
Cevapla
#8
süper av olmuş dört dörtlük anlatımınızda süper olmuş.AlkisAlkisAlkis
Bul
Cevapla
#9
Lakerda yazdı:Tebrik ederim İshak bey gerçekten müthiş bir paşa bu..Alkis
Raporu zevkle okudum, bu güzel av gecesinin adrenalinden raporu okuyanlar da nasibini almıştır.Size katılıyorum emeksiz, hele hele sabırsız mutlu neticeye ulaşılmıyor.
Rastgele..

Sevgili Mehmet abim, av güncesinde yaşamış olduğum o duygu seline satırlarım ile siz dostları da ortak edebildiysem ne mutlu bana.

Seninde belirttiğin gibi sabırla koruk helva oluyormuş üstadım...Smile
Cevapla
#10
ünal yazdı:arkadaşım maaşallah hem balıga hem anlatımına süper bir av hikayesi ve av olmuş nice avlara diyorum .yanında seyretmek isterdim sizi.

ünal yazdı:süper av olmuş dört dörtlük anlatımınızda süper olmuş.AlkisAlkisAlkis

Sevgili abim, yorumun için çok teşekkür ediyorum.Sağolun,varolun üstadım.Smile
Cevapla


Konu ile Alakalı Benzer Konular
Konular Yazar Yorumlar Okunma Son Yorum
  CANIM BUGÜN KRAKER YEMEK İSTEMEDİ RAPORU GURHAN 69 8,303 16-06-2007, 16:37
Son Yorum: safak

Hızlı Menü:


Konuyu Okuyanlar: 1 Ziyaretçi