03-04-2010, 18:48
[URL="http://amatorbalikci.net/jkjkjkjk"]Şenol yasin selim emre enes .. bes küçük ninja bes küçük eskiya yer yer bes küçük zile basip kaçan... Ve baslayan koca bir yaz tatili ve biz yazligi olmayan ağustos sıcağında kimsenin olmadığı sokak aralarinda top oynama umuduyla balkona çıkıp çıkıp assagi bakan çocuklar.. iki mahalle takımı çıkarırdı bu sokak !! işmdi ise herkes köyünde,şimdiye kadar deniz maceralarını anlatan olmadı hiç. varsa yoksa dere dağ bayır çimen.. ama bizim gidicek köyümüzde yoktu mahalle arasında kalan yarı şehirli çocuklardık biz.. yapıcak pek bişiyimiz yoktu enfazla şenolların arka bahçesine çadır yapar öğle yemeğinde yağlı ekmek yerdik orda.. hoş bikaçkere boxringide yaptık ama şenol bizden 2yaş büyüktü ve biz sürekli dayak yiyorduk ondan.. genelde rambo,bruşlii,vandam.karat
akit gibi sıfatlar şenolda toplanırdı Allahtan çabuk farkına varmıştık sürekli dayak yediğimizin hoş ozamana kadar temiz sopa yemeyenimiz kalmamıştı ama olsun gülüyorduk şenolun maçlardan(!) önce ısınmasına.. en ufağımız emreydi sarı saçlı mavi gözlü bişi.. çizgi film karekteri gibi bişiydi.. ne alman kalede kaleye geçer nede saklanmaçta ebe olurdu... emre küçüçük emre... ençok yasinle birbirimizi sevsekte yasinin yanık olduğu kızın bana bakması aramızda hep bir soğuk savaşa neden oldu,sanırım o kızla evcilik oyanamak okadar mantıklı değildi ... hasta doktor ilişkisinde bukadar şeyin olacağını tahmin etmemiştim hiç.. hepimizin evlerinin arka balkonu ya da penceresinin baktığı bahçede yine çadır yapmıştık,ayva ağacının etrafına yaptımız bu çadırın içinde öğle sıcağında da keriz gibi doluşurduk.. birgün gaza gelen şenol -olum biz niye mangal yapmıyoruz dedi.. yakalım ateşimizi kim evden ne getirirse paylaşır yeriz dedi,sonuç olarak ateşin tehlikeli olduğunu iddea eden annelerimizden dolayı biz eli boş kaldık şenolsa elinde birtane patatesle geri geldi,çadırın içine küçük bi ocak yaptı tuğlalardan (tuğlaları yanlızca 'U' şeklinde dizerek).. içerisi yavaş yavaş aydınlanmıştı ocağı yakınca,ateşin aydınlatma özelliğini biliyordum ama çadırın arkasını yani dışarı görmeye başlayınca biraz garipsedim,şenol açtı sandım ateş için.. birsüre sonra annemin sesini duydum çadır yanıyor diye!! meğersem güneşin yüzünden fark etmemişiz alevleri,sol cenaptan yakmışız hafif kendimizi,çadır yasaktı artık,buyüzden vurduk kendimizi yollara...
parktaki ağaçların altında sporcu kağıtlarıyla oynadık biraz herzamanki gibi şenol bruçliii şenol keydi bizi,biz aynı sayıları atınca kazanamasakta şenol kazanıyordu nedense sanırım hile yapiordu (!) sanırım.. sıkıldık.. topuğumum üstünde birkaçkez sert dönüşler yaparak yere kuytu açtım hadi gel miskette kapışalım,miskette kapışalımk dedim şenola bunuda neden yaptığımı bilmiyorum,keşke gaza gelmeseydim sonuç olarak şenolun bir cebi sporcu kağıtlarıyla bir cebi misketlerle dolmuştu.. elimizdeki bozuk paraları en iyi şekilde değerlendirmek üzere bakkala uğrayıp meybuz aldık,biraz top oynayalım dedik emrenin annesi muazzes yenge akşam üzeri oynarsınız hava sıcak bişe olur,hem yormayın fazla emreyi dedi vazgeçtik.. bizde kıyamadık.. tren yoluna bozuk para koyalım dedi selim.anlaşılcağı üzere aşırı bir keriz kardeşimizdi selim zira bir kamyon bozuk paramız olsa hepsinle meybuz alırdık o ağustos sıcağında.. -trene kaçak binip sapancaya göle gidelim dedi yasin,şortumuz yok seslerine;altında donun varsa yeter cevabını alıp tatmin olduk,selim haric.. selim donsuz selim... garda bekleyen trene koşa koşa bindik vagonların arasına çöküp kondüktörü dikizledik yakalanmamak için.. ama ne gelen vardı ne giden.. sonra vagonların içine baktık bizden başka kimsenin olmadığını görünce ve bu vagonların yüktrenin arkasına bağlanan ve eskişehire yollanan yeni vagonlar olduğunu öğrenince artık çok geçti.. eskişehir garında bize kıs kıs gülen,azarlarken bile gülen gar görevlilerinin arasındaydık artık elimizde TCDD nin ıkramı gazozlarla yan yana dizilmiş beş şaşkın... ailelerimiz telefonla haberdar edilmişti çoktan.bizi bir sonraki trenle adapazarına yollayana kadar güldüler bize,kereat cetvelinden hangimizn sünnetli olup olmadığına kadar herşeyi sordular,tek sünnetsiz emreye yoğunlaştılar...yorgundu emre çok korkmuştu.. bizse sadece evi düşünüyorduk,yine bir tren yolculuğuyla adapazarındaydık,babamla mümin amca gelmişti gara bizi almaya,telaşlılardı mümin amca hafif ağlamaklı kucağına alıp öptü emreyi azarlamak istesede kıyamadı.. arabaya bindik emre ön koltukta sızdı münin amcanın kollarında, biz arkada yine dörtlü... ve selimin elinde boş gazoz şişesi.. selim,hala keriz selim.. mahalleye vardımızda sokak cümbüş yeri gibiydi herkes bize laf atıp atıp gülüyordu annem elinde terlikle görünene kadar benim için herşey güzeldi aslında ,evin merdivenlerini üçer beşer çıkarken kafamdan yediğim terlik olacakların başlangıcıydı biliyordum,annem sağlı sollu darbelerinden sonra banyoya attı beni hem yıkadı hem dan dun patlattı biyandan.. diğer çocuklar neyaptı diye düşünürken uyuya kalmışım yorgundum.. sabah abimim tükürüklü tren taklitiyle uyandım,eve teslim olduğuımda kendisi evde olmadından uyanır uyanmaz sarmıştı bana zalım.. cezalısın,değilim,cezalısın,değilim derken bişekilde sokağa indim toplandık,anladıkki emre hariç herkez zorla banyoya sokulmuş hafif (!) hırpalanmıştı.. alışmıştık bize laf atan komşulara bizde gülüyorduk artık,hava bile atıyorduk artık varmı aranızda eskişehiri gören diye.. efsaneydik artık mahellede yanlız başına seyehat eden gençler!! kazaylada olsa...
emreyi almaya gittik evinin önüne,onlarda tam o sırada çarşıya gitmek için hazırlanmışlardı annesiyle sünnetlik almak için,utanmış garda aramızda tek sünnetsiz kalan oluğu için,hazır yaz tatili diyerek hemde emrenin isteğiyle yapalım demişler sünneti.. dönerli olsun tulumba tatlılı olsun muazzez yenge dedim, hafif azar işitip dünkü yaptığımızdan dolayı sonra tulumba tatlısı üstünde karar kıldık muazzez yengeyle.. dört kişi kalmamız eriğe kiraza dalmamıza mani olamazdı asla ilk hedef gül teyzelerin kirazıydı,sonra parkın ordaki erik ağacınada daldık.. eşkiya moduna geçmiştik artık duramıyorduk dünki olaylardan sonra başımıza bişe gelmiyorsa karada ölüm yoktu artık bize,uzak mesafelerin adamı yasinin parlak fikriyle irkildik 'ovaya gidip süt mısır afikleyelim' dedi.. olurmu olmazmı derken kendimi mısır tarlasının önünde buldum yapmamız gereken su kanalının üzerindeki borudan yürüyüp tarlaya geçmekti.. selim:ben evin tek çocuğuyum bana bişe olursa çok üzülürler zaten dün gecede hep bunu söyleyip durdular dedi.. yasin:valla bana da öle dediler dedi.. oluum senin 3tane ablan yokmu lan ne sallıyosun dedim,ailenin tek erkek çocuğuyum dedi.. şenolla göz göze geldik .. ikitane abisi vardı benim bir abim ve bir erkek kardeşim... nolurdu lan bitanesi kız olsaydıda yırtsaydım derken,ben senden büyüğüm istesem seni döverim öle yollarım dedi şenol.. itoğlu it.... almıyorum ozaman banene dedim.. hepsi birden daldılar bana gülüşsekte arada çaktırmadan vuruyorlardı böğrüme böğrüme. .özellikle yasin!! iyiki bi evcilik oynadık manitasıyla hoş birden fazlaydı ama o anda bunu ağzımdan kaçırmak asrın kerizliği olurdu sanırım.. uhh boşluğuma geldi diyerek numaraya yattım uhh boşluğuma vurdunu nede pis vurdunuz dedim o anki gafletten yararlanıp sıvışmaya çalıştım ama nafile.. tutun kollarından işettirene kadar gıdıklıycam sesini duyunca şenoldan,tamam lan tamam alcam mısır diyerek kalktım ayağa..üstümü başımı düzeltip geçtim borunun üstünden tarlaya,bir mısır koparttım.. sağ elimin işaret ve orta parmakları arasına sıkıştırmak suretilye arkadaşlarıma,biraz önce hunharca bana saldıran dostlarıma,şen kahkahalar eşliğinde gerekli hareketleri çektim rahatladım.. bazı yerlerime tutarak al sana al al al da yaptım işte bukadar al al al yaptım rahatladım.. nimetle öyle şeyler yapma dedi selim,sıs lan diyerek salladım mısırı selime doğru tüm gücümle .. vurdum tam kafadan,hepimiz yerlerdeydik gülüyorduk gülüyorduk gülüyorduk... sonra bikaçtane mısır daha koparttım ısırıp ısırıp attım üstlerine bizans askeri kıvamında.. yiyin lan bunlarıı haa hh hahh hahh diyerek.. bukadar yeter ded, senol, topladılar mısırları yerden sonra kadim dostum yasin bağırdı ''mısıraaa dalannn varrrr mısıraaa dalannn varrrrr'' telaşla kaçamaya çalışırken dikenli tellere takıldım söktürdüm pantolunu,borudanda düştüm terliğin tekide gitti ama elden bırakmadım mısırı küfür ede ede ve yavru ceylan kıvamında zıplaya zıplaya yetiştim çocuklara,geri dönüp aldım çamur içinden terliği sonra.. mısırlarda bitince eve dönme kararı aldık.sokak yine kalabalıktı ama sessizdi,kadınlar emrelerin evini doldurmuş.erkekler ise mümin amcanın etrafındaydı.. ağlıyordu mümin amca .. emrelerin eve koştum kimse konuşmuyordu sol taraftaki yatak odasında toplanmış ağlıyordu herkez sessli sessiz.. kapının eşiğinde beni gören annem kolumdan tutup dışarı çıkarttı. n'oldu anne n'oldu anne dedim.. çarşıya gitmişlerdi muazzez yengenle emre biliyorsun dedi,kırmızı ışıkların orda karşıdan karşıya geçmeyi beklerken emre yola atmış kendini babasını karşıdan onlara doğru geldiğini görünce.. hani küçük çocuklar hep öyle yaparlarya.. sonra keskin bir frensesi... anne ve babasının gözleri önünde öylece... durmaya fırsat bulamamış bile araba ... görmek istedim emreyi.. kocaman yatağın ortasına yatırmışlar emreyi,üstü tamamen kapalı bembeyaz bir örtüyle,yanındada demir bir makas... yüzünü görcem dedim sessizce..açtılar hafif, öylece bakakaldım.... bembeyazdı yüzü üstündeki çarşaf gibi,sarı saçları geriye düşmüş,mavilikleri gözüküyordu gözlerinin,kapanmamış göz kapaklarından.. uyuyor gibiydi emre,küçücük emre... uyanmadı..[/URL]
(yaşanmış bir olaydır) by SeneX
akit gibi sıfatlar şenolda toplanırdı Allahtan çabuk farkına varmıştık sürekli dayak yediğimizin hoş ozamana kadar temiz sopa yemeyenimiz kalmamıştı ama olsun gülüyorduk şenolun maçlardan(!) önce ısınmasına.. en ufağımız emreydi sarı saçlı mavi gözlü bişi.. çizgi film karekteri gibi bişiydi.. ne alman kalede kaleye geçer nede saklanmaçta ebe olurdu... emre küçüçük emre... ençok yasinle birbirimizi sevsekte yasinin yanık olduğu kızın bana bakması aramızda hep bir soğuk savaşa neden oldu,sanırım o kızla evcilik oyanamak okadar mantıklı değildi ... hasta doktor ilişkisinde bukadar şeyin olacağını tahmin etmemiştim hiç.. hepimizin evlerinin arka balkonu ya da penceresinin baktığı bahçede yine çadır yapmıştık,ayva ağacının etrafına yaptımız bu çadırın içinde öğle sıcağında da keriz gibi doluşurduk.. birgün gaza gelen şenol -olum biz niye mangal yapmıyoruz dedi.. yakalım ateşimizi kim evden ne getirirse paylaşır yeriz dedi,sonuç olarak ateşin tehlikeli olduğunu iddea eden annelerimizden dolayı biz eli boş kaldık şenolsa elinde birtane patatesle geri geldi,çadırın içine küçük bi ocak yaptı tuğlalardan (tuğlaları yanlızca 'U' şeklinde dizerek).. içerisi yavaş yavaş aydınlanmıştı ocağı yakınca,ateşin aydınlatma özelliğini biliyordum ama çadırın arkasını yani dışarı görmeye başlayınca biraz garipsedim,şenol açtı sandım ateş için.. birsüre sonra annemin sesini duydum çadır yanıyor diye!! meğersem güneşin yüzünden fark etmemişiz alevleri,sol cenaptan yakmışız hafif kendimizi,çadır yasaktı artık,buyüzden vurduk kendimizi yollara...
parktaki ağaçların altında sporcu kağıtlarıyla oynadık biraz herzamanki gibi şenol bruçliii şenol keydi bizi,biz aynı sayıları atınca kazanamasakta şenol kazanıyordu nedense sanırım hile yapiordu (!) sanırım.. sıkıldık.. topuğumum üstünde birkaçkez sert dönüşler yaparak yere kuytu açtım hadi gel miskette kapışalım,miskette kapışalımk dedim şenola bunuda neden yaptığımı bilmiyorum,keşke gaza gelmeseydim sonuç olarak şenolun bir cebi sporcu kağıtlarıyla bir cebi misketlerle dolmuştu.. elimizdeki bozuk paraları en iyi şekilde değerlendirmek üzere bakkala uğrayıp meybuz aldık,biraz top oynayalım dedik emrenin annesi muazzes yenge akşam üzeri oynarsınız hava sıcak bişe olur,hem yormayın fazla emreyi dedi vazgeçtik.. bizde kıyamadık.. tren yoluna bozuk para koyalım dedi selim.anlaşılcağı üzere aşırı bir keriz kardeşimizdi selim zira bir kamyon bozuk paramız olsa hepsinle meybuz alırdık o ağustos sıcağında.. -trene kaçak binip sapancaya göle gidelim dedi yasin,şortumuz yok seslerine;altında donun varsa yeter cevabını alıp tatmin olduk,selim haric.. selim donsuz selim... garda bekleyen trene koşa koşa bindik vagonların arasına çöküp kondüktörü dikizledik yakalanmamak için.. ama ne gelen vardı ne giden.. sonra vagonların içine baktık bizden başka kimsenin olmadığını görünce ve bu vagonların yüktrenin arkasına bağlanan ve eskişehire yollanan yeni vagonlar olduğunu öğrenince artık çok geçti.. eskişehir garında bize kıs kıs gülen,azarlarken bile gülen gar görevlilerinin arasındaydık artık elimizde TCDD nin ıkramı gazozlarla yan yana dizilmiş beş şaşkın... ailelerimiz telefonla haberdar edilmişti çoktan.bizi bir sonraki trenle adapazarına yollayana kadar güldüler bize,kereat cetvelinden hangimizn sünnetli olup olmadığına kadar herşeyi sordular,tek sünnetsiz emreye yoğunlaştılar...yorgundu emre çok korkmuştu.. bizse sadece evi düşünüyorduk,yine bir tren yolculuğuyla adapazarındaydık,babamla mümin amca gelmişti gara bizi almaya,telaşlılardı mümin amca hafif ağlamaklı kucağına alıp öptü emreyi azarlamak istesede kıyamadı.. arabaya bindik emre ön koltukta sızdı münin amcanın kollarında, biz arkada yine dörtlü... ve selimin elinde boş gazoz şişesi.. selim,hala keriz selim.. mahalleye vardımızda sokak cümbüş yeri gibiydi herkes bize laf atıp atıp gülüyordu annem elinde terlikle görünene kadar benim için herşey güzeldi aslında ,evin merdivenlerini üçer beşer çıkarken kafamdan yediğim terlik olacakların başlangıcıydı biliyordum,annem sağlı sollu darbelerinden sonra banyoya attı beni hem yıkadı hem dan dun patlattı biyandan.. diğer çocuklar neyaptı diye düşünürken uyuya kalmışım yorgundum.. sabah abimim tükürüklü tren taklitiyle uyandım,eve teslim olduğuımda kendisi evde olmadından uyanır uyanmaz sarmıştı bana zalım.. cezalısın,değilim,cezalısın,değilim derken bişekilde sokağa indim toplandık,anladıkki emre hariç herkez zorla banyoya sokulmuş hafif (!) hırpalanmıştı.. alışmıştık bize laf atan komşulara bizde gülüyorduk artık,hava bile atıyorduk artık varmı aranızda eskişehiri gören diye.. efsaneydik artık mahellede yanlız başına seyehat eden gençler!! kazaylada olsa...
emreyi almaya gittik evinin önüne,onlarda tam o sırada çarşıya gitmek için hazırlanmışlardı annesiyle sünnetlik almak için,utanmış garda aramızda tek sünnetsiz kalan oluğu için,hazır yaz tatili diyerek hemde emrenin isteğiyle yapalım demişler sünneti.. dönerli olsun tulumba tatlılı olsun muazzez yenge dedim, hafif azar işitip dünkü yaptığımızdan dolayı sonra tulumba tatlısı üstünde karar kıldık muazzez yengeyle.. dört kişi kalmamız eriğe kiraza dalmamıza mani olamazdı asla ilk hedef gül teyzelerin kirazıydı,sonra parkın ordaki erik ağacınada daldık.. eşkiya moduna geçmiştik artık duramıyorduk dünki olaylardan sonra başımıza bişe gelmiyorsa karada ölüm yoktu artık bize,uzak mesafelerin adamı yasinin parlak fikriyle irkildik 'ovaya gidip süt mısır afikleyelim' dedi.. olurmu olmazmı derken kendimi mısır tarlasının önünde buldum yapmamız gereken su kanalının üzerindeki borudan yürüyüp tarlaya geçmekti.. selim:ben evin tek çocuğuyum bana bişe olursa çok üzülürler zaten dün gecede hep bunu söyleyip durdular dedi.. yasin:valla bana da öle dediler dedi.. oluum senin 3tane ablan yokmu lan ne sallıyosun dedim,ailenin tek erkek çocuğuyum dedi.. şenolla göz göze geldik .. ikitane abisi vardı benim bir abim ve bir erkek kardeşim... nolurdu lan bitanesi kız olsaydıda yırtsaydım derken,ben senden büyüğüm istesem seni döverim öle yollarım dedi şenol.. itoğlu it.... almıyorum ozaman banene dedim.. hepsi birden daldılar bana gülüşsekte arada çaktırmadan vuruyorlardı böğrüme böğrüme. .özellikle yasin!! iyiki bi evcilik oynadık manitasıyla hoş birden fazlaydı ama o anda bunu ağzımdan kaçırmak asrın kerizliği olurdu sanırım.. uhh boşluğuma geldi diyerek numaraya yattım uhh boşluğuma vurdunu nede pis vurdunuz dedim o anki gafletten yararlanıp sıvışmaya çalıştım ama nafile.. tutun kollarından işettirene kadar gıdıklıycam sesini duyunca şenoldan,tamam lan tamam alcam mısır diyerek kalktım ayağa..üstümü başımı düzeltip geçtim borunun üstünden tarlaya,bir mısır koparttım.. sağ elimin işaret ve orta parmakları arasına sıkıştırmak suretilye arkadaşlarıma,biraz önce hunharca bana saldıran dostlarıma,şen kahkahalar eşliğinde gerekli hareketleri çektim rahatladım.. bazı yerlerime tutarak al sana al al al da yaptım işte bukadar al al al yaptım rahatladım.. nimetle öyle şeyler yapma dedi selim,sıs lan diyerek salladım mısırı selime doğru tüm gücümle .. vurdum tam kafadan,hepimiz yerlerdeydik gülüyorduk gülüyorduk gülüyorduk... sonra bikaçtane mısır daha koparttım ısırıp ısırıp attım üstlerine bizans askeri kıvamında.. yiyin lan bunlarıı haa hh hahh hahh diyerek.. bukadar yeter ded, senol, topladılar mısırları yerden sonra kadim dostum yasin bağırdı ''mısıraaa dalannn varrrr mısıraaa dalannn varrrrr'' telaşla kaçamaya çalışırken dikenli tellere takıldım söktürdüm pantolunu,borudanda düştüm terliğin tekide gitti ama elden bırakmadım mısırı küfür ede ede ve yavru ceylan kıvamında zıplaya zıplaya yetiştim çocuklara,geri dönüp aldım çamur içinden terliği sonra.. mısırlarda bitince eve dönme kararı aldık.sokak yine kalabalıktı ama sessizdi,kadınlar emrelerin evini doldurmuş.erkekler ise mümin amcanın etrafındaydı.. ağlıyordu mümin amca .. emrelerin eve koştum kimse konuşmuyordu sol taraftaki yatak odasında toplanmış ağlıyordu herkez sessli sessiz.. kapının eşiğinde beni gören annem kolumdan tutup dışarı çıkarttı. n'oldu anne n'oldu anne dedim.. çarşıya gitmişlerdi muazzez yengenle emre biliyorsun dedi,kırmızı ışıkların orda karşıdan karşıya geçmeyi beklerken emre yola atmış kendini babasını karşıdan onlara doğru geldiğini görünce.. hani küçük çocuklar hep öyle yaparlarya.. sonra keskin bir frensesi... anne ve babasının gözleri önünde öylece... durmaya fırsat bulamamış bile araba ... görmek istedim emreyi.. kocaman yatağın ortasına yatırmışlar emreyi,üstü tamamen kapalı bembeyaz bir örtüyle,yanındada demir bir makas... yüzünü görcem dedim sessizce..açtılar hafif, öylece bakakaldım.... bembeyazdı yüzü üstündeki çarşaf gibi,sarı saçları geriye düşmüş,mavilikleri gözüküyordu gözlerinin,kapanmamış göz kapaklarından.. uyuyor gibiydi emre,küçücük emre... uyanmadı..[/URL]
(yaşanmış bir olaydır) by SeneX
__________________