19-10-2009, 00:56
Değerli Arkadaşlar..
Alabalık avcılığında ,insanların kolaya kaçarak birbirini kopyalama merakı sonucu ,bir çok konuda olduğu gibi ,Alabalık konusunda da ,yanlışlar doğrulardan fazla inanılır duruma gelmiştir.Konu hakkında bilgisi olan kişiler, fazla sayıda olmadığı için de tüm bu yanlışlar doğru kabul edilerek bu güne kadar gelmiştir.
Forumlarda yazılanları izlediğimizde ve muhtelif belgeselleri seyrettiğimizde gerçekten fiili olarak bu işi yapar görünenlerin dahi, Alabalık avcılığında uygulanması gerekli avlanma kurallarına uymadığını görüyoruz.(bahis konusu kurallar sirküler ile alakalı değildir.).En basit ve mutlaka yapılması gereken şey, azami ölçüde kamuflaja dikkat etmektir.Oysa gerek tv.de muhtelif yerli kanallarda izlerken gerek forumlarda dikkat ettiğimizde bu konuya hiç önem verilmediğini şahit oluyoruz.Ben ,bizzat çevresi açık bir derede ,son derece rahat olarak ,hiç saklanmadan Alabalık avlayan kişileri gördüm.Tabii bu kişiler de Alabalık avlayabiliyorlardı.
Keza avlanma anında birbirleri ile yüksek ses ile konuştuklarını da hayretle seyrettim.O görüntülerde bu durum da ,avlanmalarını engellemiyordu.
Yakından izlediğim kadarı ile, bir çok meraklı kişi ,gittikleri Alabalık avı raporlarında çok az balığa rastladığını , artık neslinin tükenmekte olduğunu ve tutulan balıkların salınması gerektiğini savunuyordu.
Ben tüm sene içinde Türkiye’nin bir çok yerine yaptığım seyahatlerde ,girdiğim her derede ,bir önceki yıla göre, Alabalık mevcudunun oldukça fazla miktarda atmış olduğunu tespit ettim.Ayrıca yerel halk ile yaptığım görüşmeler de bu durumun doğruluğunu teyit ediyordu.
Elimdeki veriler birbiri ile çatışmakta idi.Birinde Alabalık bitiyor diye kendini paralayan forumlar ahalisi..Diğerinde kendi gözümle gördüğüm balık artışı..
Bu bölgelerdeki arkadaşlarım sayesinde küçük bir araştırma yaptım.Alabalık avlamaya gelenlerin neler yaptıklarını incelemelerini rica ettim.Gelen bilgiler tahmin ettiğim gibi idi…
İnsanlar , son derece rahat ve hiçbir eziyete girmeden ,dereye giriyorlar ,kahkahalar atarak yürüyorlar ,derenin balık olması muhtemel yerleri zor ulaşılan yerler olduğu için oltalarını takmamak adına o bölgelere uzak kalarak en açık yerlerde ilerliyorlar ve fiziki olarak bu duruma alışık olmadıklarından çabuk yorularak dışarı çıkıyorlarmış.Hatta akıntıya karşı olta atmayı beceremediklerinden akıntı aşağı daha kolay oluyor diyerek öyle yürüyorlarmış... Hayatında sayılı olarak gittikleri bu tür avda , kendi yetersizliklerini fark edemeyip ,balığın olmadığına hükmederek geri dönüyorlarmış.
Alabalık, ülkemizde su kaynaklarındaki su miktarının azalması ve çevre kirliliğinden dolayı olabilecek genel bir zehirlenmenin dışında ,hiç kimsenin yok edemeyeceği kadar akıllı bir balıktır.Kendisini çok iyi korumayı zaten bilmektedir.Derelerin en ulaşılmaz yerlerine yerleşip keyifle hayatını sürdürmektedir.Üstelik “ben zevk için balığa gidiyorum,kendimi eziyete sokamam” diyen insanlara kendini göstermemeyi dahi başarabilmektedir.
Ben tüm söylenenlerin aksine ,Alabalığın sayısının azalması bir yana ,gittikçe arttığını ,fakat yakalanmasındaki zorluklar yüzünden ,birçok kimsenin bu durumu göremediğini savunuyorum
Alabalık avlamak isteyen kişi önce balığa gereken saygıyı gösterecek ,onu elde etmek için büyük bir emek sarf edecek ve ancak ondan sonra bu balığı tutma zevkine sahip olabilecektir.
Saygılarımla…
Alabalık avcılığında ,insanların kolaya kaçarak birbirini kopyalama merakı sonucu ,bir çok konuda olduğu gibi ,Alabalık konusunda da ,yanlışlar doğrulardan fazla inanılır duruma gelmiştir.Konu hakkında bilgisi olan kişiler, fazla sayıda olmadığı için de tüm bu yanlışlar doğru kabul edilerek bu güne kadar gelmiştir.
Forumlarda yazılanları izlediğimizde ve muhtelif belgeselleri seyrettiğimizde gerçekten fiili olarak bu işi yapar görünenlerin dahi, Alabalık avcılığında uygulanması gerekli avlanma kurallarına uymadığını görüyoruz.(bahis konusu kurallar sirküler ile alakalı değildir.).En basit ve mutlaka yapılması gereken şey, azami ölçüde kamuflaja dikkat etmektir.Oysa gerek tv.de muhtelif yerli kanallarda izlerken gerek forumlarda dikkat ettiğimizde bu konuya hiç önem verilmediğini şahit oluyoruz.Ben ,bizzat çevresi açık bir derede ,son derece rahat olarak ,hiç saklanmadan Alabalık avlayan kişileri gördüm.Tabii bu kişiler de Alabalık avlayabiliyorlardı.
Keza avlanma anında birbirleri ile yüksek ses ile konuştuklarını da hayretle seyrettim.O görüntülerde bu durum da ,avlanmalarını engellemiyordu.
Yakından izlediğim kadarı ile, bir çok meraklı kişi ,gittikleri Alabalık avı raporlarında çok az balığa rastladığını , artık neslinin tükenmekte olduğunu ve tutulan balıkların salınması gerektiğini savunuyordu.
Ben tüm sene içinde Türkiye’nin bir çok yerine yaptığım seyahatlerde ,girdiğim her derede ,bir önceki yıla göre, Alabalık mevcudunun oldukça fazla miktarda atmış olduğunu tespit ettim.Ayrıca yerel halk ile yaptığım görüşmeler de bu durumun doğruluğunu teyit ediyordu.
Elimdeki veriler birbiri ile çatışmakta idi.Birinde Alabalık bitiyor diye kendini paralayan forumlar ahalisi..Diğerinde kendi gözümle gördüğüm balık artışı..
Bu bölgelerdeki arkadaşlarım sayesinde küçük bir araştırma yaptım.Alabalık avlamaya gelenlerin neler yaptıklarını incelemelerini rica ettim.Gelen bilgiler tahmin ettiğim gibi idi…
İnsanlar , son derece rahat ve hiçbir eziyete girmeden ,dereye giriyorlar ,kahkahalar atarak yürüyorlar ,derenin balık olması muhtemel yerleri zor ulaşılan yerler olduğu için oltalarını takmamak adına o bölgelere uzak kalarak en açık yerlerde ilerliyorlar ve fiziki olarak bu duruma alışık olmadıklarından çabuk yorularak dışarı çıkıyorlarmış.Hatta akıntıya karşı olta atmayı beceremediklerinden akıntı aşağı daha kolay oluyor diyerek öyle yürüyorlarmış... Hayatında sayılı olarak gittikleri bu tür avda , kendi yetersizliklerini fark edemeyip ,balığın olmadığına hükmederek geri dönüyorlarmış.
Alabalık, ülkemizde su kaynaklarındaki su miktarının azalması ve çevre kirliliğinden dolayı olabilecek genel bir zehirlenmenin dışında ,hiç kimsenin yok edemeyeceği kadar akıllı bir balıktır.Kendisini çok iyi korumayı zaten bilmektedir.Derelerin en ulaşılmaz yerlerine yerleşip keyifle hayatını sürdürmektedir.Üstelik “ben zevk için balığa gidiyorum,kendimi eziyete sokamam” diyen insanlara kendini göstermemeyi dahi başarabilmektedir.
Ben tüm söylenenlerin aksine ,Alabalığın sayısının azalması bir yana ,gittikçe arttığını ,fakat yakalanmasındaki zorluklar yüzünden ,birçok kimsenin bu durumu göremediğini savunuyorum
Alabalık avlamak isteyen kişi önce balığa gereken saygıyı gösterecek ,onu elde etmek için büyük bir emek sarf edecek ve ancak ondan sonra bu balığı tutma zevkine sahip olabilecektir.
Saygılarımla…