İlk balığım.

[SinekOltasi]

Meraba arkadaşlar.. Gebze yollarına düşmeden evvel size yakaladığım ilk balığın anısını anlatmak istedim.

Orta okuldaydım. Arkadaşların zoru ile okulu asıp Üsküdar'a gitmiştik. Sahilde takım satan el oltası satan ve balık tutan bir sürü insan vardı. O zamanın parasıyla (250 bin lira kadar) minik bi el oltası aldık. Cebimiz de beş kuruş yok. Dönüş için yol paramız bile yok. Ama oltayı kıyıda ki gemilerin arasına bi yere attığımız da; 3 arkadaş dünyadan habersiz arkamızdan gelip geçen insanları, onca trafiğin sesini unutup başka bir dünyaya dalmıştık sanki.

Efem oltayı ben tutuyordum ve ilk balık vurmuştu.. Aramızda ki diyaloglar şöyle:

- Burhan lan! şşş lan ip çekiştiriyo lan bi baksana şuna!!

- Anovv balık geldi la Bektaş balık geldi!! Çekin Çabuk!

Gören de balina falan çekiyoruz sanır. Oltayı çektim hemen bi baktım serçe parmağım kadar bi balık. Masum masum bana bakıyo. Bizimkiler balığı pişirme hayaline düştüler hemen. Zaten acımızdan ölmüşüz :0521:
Minik bi istavrit tutmuştuk ve balığa kıyamadığımız için suya geri bırakırken minik el oltamızıda birlikte götürdü. Hepimizin hayalleri yıkılmıştı.
Okuldan bunun için mi kaçmıştık ? Bir süre oturduk ve kalkıp geri geldik.

Efem minik bir balığın hikâyesi için bu kadar yazılır mı ? Neden olmasın... Niye yazılmasın... Belki okuyan olur :0507:

Görüşmek üzere dostlar,

Sağlıcakla...

[doktor]

güzel bir anı herkez ilk tuttuğu balığı bukonuya yazarsa süper bir paylaşım olur arkadaşa teşekkür ederim.

benim hatırladığım ilk anım

8-9 yaşlarındaydım ozamanlar bizim burada kıyıdan zoka ile kıyıdan çok lüfer tutuluyordu babamlar devamlı gidiyorlar akşama kocaman balıkları eve getiriyorlardı. benide götür diyodum babama seninlemi balıklamı uğraşayım deyip götürmüyordu gene birgün balığa gideceklerdi bende geleyimdedim kızdı bende ağlamaya başladım yanında bulunan yılmaz amca beni motorun arkasına bindirdi balığa ağlaya sızlaya gittik bir yandanda balığa gidiyorum diye çok seviniyordum deniz boyuna gelince tarifsiz bir heyecana kapıldım çok sevindim babamın yanına gittiğimde olta hazırlıyordu ikitane olta hazırlamış birisi senin diyordu çok sevinmiştim oltatakımı 100 m 60 lık misina hırsızlı 75 gram zoka yem
fileto istavrit idi makaralı olta kimsede yoktu misinayı kuma sağarak
el oltasını havada çevirerek yapılıyordu bu şekilde 50 -75 m kadar atılabiliniyordu babam oltanın bir tanesini denize fırlattı bana verdi dikkat et çok sert vurur dedi boşluk bırakmadan çek dedi sonra kendi oltasını
çevirerek attı aradan fazla geçmeden elimdeki oltaya birşey küt etti bende hemen babama bağırdım babamda sen tuttun sençek dedi balığı çekmeye başladım yılmaz amca yanıma geldi oltayı boşlama çek dedi ben ise heyecandan yerimde duramıyordum bana 50-75 m mesafe sanki 1 km gibi gelmişti çok merakla oltayı çekmeye çalışıyordum kıyıya yaklaşınca suyun üzerine çıkıp oltadan kurtulmaya çalışıyordu çok heyecanlan mıştım kaçıracağım diye çok korkmuştum ama kaçırmadım kıyıya çıkardığımda çok sevinmiştim kolumun yarısı kadar vardı çok sevinmiştim kıyıda dakikalarca balıkla oynamıştım çünkü onu ben tutmuştum o benimdi tarifsiz bir sevinç yaşamıştım babam 4-5 tane tutmuş onun balıklarına bakmıyordum bile eve geldiğimde annem balığımı ayrı pişirmişti çünkü onu ben yakalamştım.

insanlar neye merak ediyorsalar çocuk yaşta belli oluyorlar şimdi ise 2sandal motorum 15 -20 tane makinalı kamışlı oltam var .....


rasgele

[SinekOltasi]

Hocam benim anıya rahmet okuttun vallâhi...

[SinekOltasi]

Hocam bu arada, az önce balıktan geldim. Hiç sorma eli boş geldim. Birkaç doğa resmi çektim o kadar. Gittiğimiz yer de balık tutma yasağı vardı. Bir piknik alanı gibi bişiymiş. Balık vardı ama tutturmuyorlardı. Biz de minik el oltalarını aldık, bizim işçi arkadaşlardan biriyle gittik. Hocam balıkların yavrulama dönemi olduğu için etrafta o kadar çok yavru balık vardı ki anlatamam. ama büyükleride vardı 40-45 cm kadar. Ama hocam balıklar sazan değildi. ve benim el oltaları şamandıralı 2'li sazan takımıydı. minicik kurbalar taktım gelmediler. ekmek içi taktım gelmediler. küçükler vurup vurup kaçtılar. İlk başta ortam cennet gibiydi ama altına girebileceğimiz bir ağaç bulamayınca cehenneme dönüştü. Zar zor geldik bişiler yiyip su aldık... Sonra bir sigara yakıp yavaaş yavaaş geri geliyordu ki yolda bir adama rastladık otostop çekiyodu belliki canı çıkmış.. onuda aldım arabaya Balık tutamasam bile birkaç doğa fotoğrafı çektim ve taşların üstünde bir o yana bir bu yana sıçrayarak kurbalara taş çıkartmak bana çok iyi geldi doğrusu
oh mutlu ve mesutum