20-05-2011, 17:00
Diyarbakir'da Sehmus okula gelir, tabii bizim Sehmus ilkokul
talebesi, ama her tarafi yara
bere icinde, hoca
sorar:
- "Sehmus olum ne oldu sana",
Sehmus der
- "Babam dovmistir".
Hoca sorar
- "Niye oglum",
- "Valla bilmiyom hocam aksam evde yatiyik biraz sonra babamin sesini
duyuyom, Ali
uyudun mi ali den ses
cikmiy Veli uyudunmi e veliden de ses cikmiy Memed uyudin mi Memedden
de ses cikmiy
Sehmus uyudin mi diy,
ben de yok buba uyumadim diyrem oda geliy beni doviy"
Bunun uzerine hoca, bak Sehmus bu gibi durumlarda uyumasan da ses
etmemek lazimdir
der. Sehmus kafa
sallar eve gider, ertesi gun okulda sehmus daha fena dovulmus olarak
gelir. Bunu goren
hoca merakla gider
yanina ;
- "Sehmus ne oldi kim yapti" der. Sehmus der ki
- "Bubam yapmistir."
- "Niye Sehmus ne oldi", Sehmus anlatir.
- "Hocam aksam evde yatiyik biraz sonra yine babam in sesini duyuyom,
Ali uyudun mi ali
den ses cikmiy Veli
uyudunmi e veliden de ses cikmiy Memed uyudin mi Memedden de ses cikmiy
Seyhmus
uyudin mi diy, ben de
uyumadim ama hic ses itmedim Bunun uzerine anam ile bubam bir
giprasmaya basladiler
anlamadim ne oliy biraz
sonra anam dedi ki, la ihsan ben geliyom, bubam da haticem ben de
geliyom dedi ben de
ula nereye gidiyonuz
ben de Geliyom dedim..."
********************************************
LAZ MÜDÜR
Laz banka müdürü Rusya'ya geziye gitmiş ve bir lokantadan içeri girmis.
Siparişlerini verdikten sonra birde bakmışki karşısında afet bir hatun sürekli kendisine bakıyor.
Davetkar bakışlarla hatunu masaya çağırmış, hatun gelip masaya oturmuş.
Ancak ikiside birbirlerinin dilinden anlamıyormuş.
Hatun çantasından kalem ve kağıt çıkarmıs ve kağıdın uzerine sigara resmi çizmiş.
Bizim laz müdür hemen sigarasına davranmış, kadına ikram etmiş.
Hatun daha sonra kağıdın üzerine kadeh resmi çizmiş.
Bizimki hemen garsonu çağırmış ve en iyi şaraptan sipariş vermiş.
Hatun bu seferde kağıda ev resmi çizmiş yanına da 100 dolar resmi çizmiş..
Bizimki içinden
- "Ula karıya bak, banka müdürü olduğumu anladı, konut kredisi istiyoo.
**************************
Temel, arkadaşıyla yolda giderken elindeki çakısıyla parmağını kesti.
Biraz ötede sağlık ocağı vardı. Temel:
-Ben şurada pansuman yaptırayım, dedi. İçeri girince karşısına iki
kapı çıktı. Birinde -Hastalıklar-, ötekinde-Yaralar- yazılı idi -Yaralar-
kapısından girdi. Yine önünde iki kapı vardı. Birinde -Et-, ötekinde
-Kemik- yazıyordu. -Et- kapısından girdi. Yine iki kapı çıktı karşısına.
Birinde -Önemli-, ötekinde -Önemsiz- yazıları vardı. -Önemsiz-
kapısından girince kendini sokakta buldu.
Arkadaşı sordu:
-Nasıl iyi baktılar mı?
-Hayır; ama organizasyon müthiş.
****************************************************
Bir Karadenizli, bir Kayserili ve bir Diyarbakırlı aynı trafik kazasında ölmüş. Cenazeleri kaldırılmış. İki-üç gün geçmiş, bir de bakmışlar ki Karadenizli, çıkmış mezardan, üstünü silkeleyerek geliyor. Önce büyük bir panik yaşanmış haliyle, sonra bakmışlar bayağı kanlı canlı, cesaret edip yanına yanaşmış ve merakla sormuşlar:
- Yahu sen öteki dünyadan nasıl geri döndün?
Anlatmış:
- Öte tarafta da işler buradaki gibi yürüyormuş meğer, rüşvet, haksızlık, yolsuzluk... Geri göndermek için 5 bin dolar istediler, bastım parayı geri geldim.
- Eee, diğer iki arkadaş niye gelmedi?
- Vallahi ben gelirken, Kayserili hâlâ "3.500 dolara olmaz mı, yap bir indirim de ayağımız alışsın!' diye pazarlık ediyordu.
- Ya Diyarbakırlı?
- O da 'Ben vermem, Devlet versin!' diye inat ediyordu..
talebesi, ama her tarafi yara
bere icinde, hoca
sorar:
- "Sehmus olum ne oldu sana",
Sehmus der
- "Babam dovmistir".
Hoca sorar
- "Niye oglum",
- "Valla bilmiyom hocam aksam evde yatiyik biraz sonra babamin sesini
duyuyom, Ali
uyudun mi ali den ses
cikmiy Veli uyudunmi e veliden de ses cikmiy Memed uyudin mi Memedden
de ses cikmiy
Sehmus uyudin mi diy,
ben de yok buba uyumadim diyrem oda geliy beni doviy"
Bunun uzerine hoca, bak Sehmus bu gibi durumlarda uyumasan da ses
etmemek lazimdir
der. Sehmus kafa
sallar eve gider, ertesi gun okulda sehmus daha fena dovulmus olarak
gelir. Bunu goren
hoca merakla gider
yanina ;
- "Sehmus ne oldi kim yapti" der. Sehmus der ki
- "Bubam yapmistir."
- "Niye Sehmus ne oldi", Sehmus anlatir.
- "Hocam aksam evde yatiyik biraz sonra yine babam in sesini duyuyom,
Ali uyudun mi ali
den ses cikmiy Veli
uyudunmi e veliden de ses cikmiy Memed uyudin mi Memedden de ses cikmiy
Seyhmus
uyudin mi diy, ben de
uyumadim ama hic ses itmedim Bunun uzerine anam ile bubam bir
giprasmaya basladiler
anlamadim ne oliy biraz
sonra anam dedi ki, la ihsan ben geliyom, bubam da haticem ben de
geliyom dedi ben de
ula nereye gidiyonuz
ben de Geliyom dedim..."
********************************************
LAZ MÜDÜR
Laz banka müdürü Rusya'ya geziye gitmiş ve bir lokantadan içeri girmis.
Siparişlerini verdikten sonra birde bakmışki karşısında afet bir hatun sürekli kendisine bakıyor.
Davetkar bakışlarla hatunu masaya çağırmış, hatun gelip masaya oturmuş.
Ancak ikiside birbirlerinin dilinden anlamıyormuş.
Hatun çantasından kalem ve kağıt çıkarmıs ve kağıdın uzerine sigara resmi çizmiş.
Bizim laz müdür hemen sigarasına davranmış, kadına ikram etmiş.
Hatun daha sonra kağıdın üzerine kadeh resmi çizmiş.
Bizimki hemen garsonu çağırmış ve en iyi şaraptan sipariş vermiş.
Hatun bu seferde kağıda ev resmi çizmiş yanına da 100 dolar resmi çizmiş..
Bizimki içinden
- "Ula karıya bak, banka müdürü olduğumu anladı, konut kredisi istiyoo.
**************************
Temel, arkadaşıyla yolda giderken elindeki çakısıyla parmağını kesti.
Biraz ötede sağlık ocağı vardı. Temel:
-Ben şurada pansuman yaptırayım, dedi. İçeri girince karşısına iki
kapı çıktı. Birinde -Hastalıklar-, ötekinde-Yaralar- yazılı idi -Yaralar-
kapısından girdi. Yine önünde iki kapı vardı. Birinde -Et-, ötekinde
-Kemik- yazıyordu. -Et- kapısından girdi. Yine iki kapı çıktı karşısına.
Birinde -Önemli-, ötekinde -Önemsiz- yazıları vardı. -Önemsiz-
kapısından girince kendini sokakta buldu.
Arkadaşı sordu:
-Nasıl iyi baktılar mı?
-Hayır; ama organizasyon müthiş.
****************************************************
Bir Karadenizli, bir Kayserili ve bir Diyarbakırlı aynı trafik kazasında ölmüş. Cenazeleri kaldırılmış. İki-üç gün geçmiş, bir de bakmışlar ki Karadenizli, çıkmış mezardan, üstünü silkeleyerek geliyor. Önce büyük bir panik yaşanmış haliyle, sonra bakmışlar bayağı kanlı canlı, cesaret edip yanına yanaşmış ve merakla sormuşlar:
- Yahu sen öteki dünyadan nasıl geri döndün?
Anlatmış:
- Öte tarafta da işler buradaki gibi yürüyormuş meğer, rüşvet, haksızlık, yolsuzluk... Geri göndermek için 5 bin dolar istediler, bastım parayı geri geldim.
- Eee, diğer iki arkadaş niye gelmedi?
- Vallahi ben gelirken, Kayserili hâlâ "3.500 dolara olmaz mı, yap bir indirim de ayağımız alışsın!' diye pazarlık ediyordu.
- Ya Diyarbakırlı?
- O da 'Ben vermem, Devlet versin!' diye inat ediyordu..